Tazminat Hukuku

Tazminat Hukuku

Tazminat Hukuku

Kişilerin bir başkasının hukuka aykırı eylemleri nedeniyle maddi, manevi veya bedensel kayıplara uğraması mümkündür. Hukuk düzeni, bu türden kayıplara uğratılan kişilerin zararlarının, zarara sebebiyet veren kişilerce ödenmesini öngörmektedir. Mahkemelerce haksız eylemlerle başkasına zarar veren kişilerin, zarara uğrayan kişilere ödenmesine karar verdikleri parasal miktara tazminat adı verilmektedir. Tazminat alabilmek için zarar görenin mutlaka bir tazminat davası açarak davasını doğru bir şekilde takip edip sonuçlandırması gerekmektedir.

Tazminat davalarının çok farklı gerekçeleri olabilir. Ofisimiz bünyesinde bugüne dek başarıyla sonuçlandırılan tazminat davaları türleri aşağıdaki gibidir;

  • Trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davaları,
  • İş kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davaları,
  • Meslek hastalığı nedeniyle maddi ve manevi tazminat davaları,
  • Sözleşmenin ihlali nedeniyle maddi tazminat davaları,
  • Haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat davaları,
  • Hakaret, iftira, özel hayatın gizliliğini ihlal gibi kişilik haklarına saldırı nedeniyle açılan tazminat davaları,
  • Koruma tedbirlerinin hukuka aykırı veya ölçüsüz yerine getirilmesi nedeniyle tazminat davaları(ölçüsüz arama, haksız tutuklama vb),
  • Devlet tüzel kişiliği, kamu idareleri ve belediye tüzel kişiliklerine karşı açılan tazminat davaları(tam yargı davaları),
  • Kamu görevlisinin hukuka aykırı eyleminden dolayı zarar görenin Devlet veya sorumlu kamu idaresine karşı açtığı tazminat davaları,
  • Boşanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat davaları,
  • Doktor hatası(malpraktis) nedeniyle maddi ve manevi tazminat davaları(yaralanma, organ veya duyu kaybı, engellilik oluşması, fiziksel görünümde değişiklik, ölüm nedeniyle)
  • Haksız rekabet nedeniyle maddi ve manevi tazminat davaları,
  • Marka hakkına tecavüz nedeniyle maddi ve manevi tazminat davaları(tescilli ve tescilsiz marka koruması),
  • Patent hakkına tecavüz nedeniyle maddi ve manevi tazminat davaları,
  • Adam çalıştıranın sorumluluğu nedeniyle açılan tazminat davaları,
  • Yapı malikinin sorumluluğu (Bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı ödeme sorumluluğu) nedeniyle açılan tazminat davaları,
  • Taşınmaz malikinin sorumluluğu nedeniyle açılan tazminat davaları,
  • Hayvan bulunduranın sorumluluğu (hayvanların içgüdüsel davranışlarıyla başkalarına verdiği zararı ödeme sorumluluğu) nedeniyle açılan tazminat davaları,
  • Kamu külfetleri karşısında eşitlik ilkesi gereği devlete karşı açılan tazminat davaları,
  • Önemli oranda tehlike arz eden faaliyetlerde bulunan işletmelerde doğan zarardan dolayı işletme sahiplerinin sorumluluğu nedeniyle açılan tazminat davaları,
  • Mesleki risk nedeniyle açılan tazminat davaları.

Tazminat davalarının zamanaşımı süresi geçmeden, görevli ve yetkili mahkemelerde açılması önem arz etmektedir. Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında, tazminat talep eden kişinin karşı tarafın eyleminin hukuka aykırı olduğunu, karşı tarafın kusurlu davrandığını, bu eylemden bir zarar meydana geldiğini ve meydana gelen bu zararla hukuka aykırı eylem arasında uygun illiyet bağının bulunduğunu ispatlaması gerekir. Sözleşmenin ihlalinden kaynaklanan tazminat davalarında ise sözleşmeye aykırılığın ispatlanması gerekir, dava açanın ayrıca kusuru ispat etmesi gerekmez. Sözleşmeye aykırı davranan kişininse kusursuzluğunu ispat etmesi gerekir.

Adam çalıştıranın sorumluluğu, yapı malikinin sorumluluğu, mesleki risk, kamu külfetleri karşısında eşitlik ilkesi, hayvan bulunduranın sorumluluğu, taşınmaz malikinin sorumluluğu, motorlu araç işletenlerin sorumluluğu nedeniyle açılan tazminat davalarda sorumluluk bir tür kusursuz sorumluluktur. Kusursuz sorumluluk hallerinde, eylemi gerçekleştiren kişinin kusursuz olduğunu ispat ederek tazminat ödemekten kurtulması mümkün değildir. Kusursuz sorumlu kişinin sorumluluktan ve tazminat ödemekten kurtulabilmesi için kanunda öngörülen kurtuluş kanıtlarını davada ortaya gerekir. Bazı kusursuz sorumluluk hallerinde ise kusursuz sorumlu kişiye kurtuluş kanıtı getirme imkanı tanınmamıştır.

Yukarıda kısaca bahsedildiği üzere tazminat davalarında ispat kuralları özellik arz eden hukuki meselelerdir. Tazminat davalarında başarı için, davanın mevzuattaki usul kurallarına uygun şekilde açılması ve doğru takip edilmesi gerekmektedir. Tazminat davalarıyla ilgili hukuki soru ve sorunlarınızda Solmaz Hukuk ve Danışmanlık ekibinin alanında uzman hukukçu kadrosundan hukuki hizmet talebinde bulunabilirsiniz.

Tazminat Hukuku kapsamında sık sorulan sorular

Maddi Zarar ve Tazminat Nasıl Belirlenir?

Maddi zarar, zarar gören şahsın malvarlığında zarar verici eylem sonucu oluşan durum ile bu eylemden önceki durum arasındaki farktır. Maddi zararın varlığı için, maddi olarak mevcut mal üzerinde bir eksilme olması beklenmektedir. Zarar; zarar verici eylem sonucunda malvarlığında oluşan maddi azalma ve yoksun kalınan kar olarak açıklanabilir. Haksız fiil sonrasında; artışın da meydana gelmesi mümkündür bu halde meydana gelen fayda, oluşan zarardan düşülerek denkleştirme ilkesine göre hesap edilir.  Borçlar Kanunu md. 51’e göre; tazminatın kapsamı ve ödeme biçimi durumun gereği ve özellikle kusurun ağırlığı gözetilerek hesap edilir.  Tazminatın, aynen veya nakden belirlenmesi mümkündür. Zarar verenin kusurunun hafifliği tazminattan indirim sebebi olarak değerlendirilebilir. Zarar görenin zarara rızası var ise bu halde tazminat sorumluluğu ortadan kalkacaktır.

Zararın kapsamı bakımından ise; eşyanın kısmen veya tamamen tahrip olup olmaması, değer kaybı, yoksun kalınan kar tazminatın miktarını belirleyen temel unsurlardır.

Vücut Bütünlüğüne İlişkin Zarar Kapsamına Neler Girer?

Zarar görenin sağlığına kavuşması için gerekli tedavi giderleri, muayene, tahlil, ambulans, taşıma giderleri, ameliyat, hastane, ilaç protez, tekerlekli sandalye, fizik tedavi ve bakım gibi giderler bu kapsam içindedir.

Çalışma Gücünün Kaybı Ya Da Azalmasından Kaynaklı Zararlar Nelerdir?

Zarar görenin çalışma gücünü kısmen ya da tamamen kaybetmesi, kazanç kaybı, geçici iş göremezlik zararları bu kapsamdadır. Kişinin zarar gördüğü süre zarfında çalışamamasından kaynaklı olarak uğramış olduğu zarar, ekonomik kayıp, gelir kaybı olarak tazmin edilebilir. Bedensel zarardan dolayı oluşan ruhsal zarar nedeni ile de aynı ekonomik kayıp oluşmuş olabilir. İlaveten bu zarar nedeni ile tedavi masrafları da tazmin kapsamındadır.

Ölüm Nedeni İle Oluşan Zararlar Nelerdir?

Haksız fiil nedeni ile ölüm meydana gelmiş ise; bu halde ölen kişinin destek olduğu kişiler ölenin desteğinden yoksun kalacaklardır. Bu kişilerin uğradıkları zarar destekten yoksun kalma tazminatı olarak zararlarını talep edebilirler. İlaveten ölüme bağlı olarak; cenaze giderleri, ölümden önceki tedavi giderleri, ölümden önce geçen sürede çalışma gücünün azalması veya kaybından kaynaklı zararlar, ölenin desteğinden yoksun kalanların bu sebeple uğramış oldukları zararlar ölüm ile birlikte uğranılan zararlardandır. Ölüm nedeni ile tazminat hesaplanırken; faal çalışma süresi, bakım ihtiyacının devam  süresi gibi kriterler dikkate alınır.

Maddi tazminatta talep edilecek faiz kanuni faizdir. Ticari işlerle ilgili oluşan bir haksız fiil neticesinde zarar oluştu ise bu halde ticari faiz isteme hakkı mevcuttur.

Tazminat taleplerinde; faizin türü ve başlangıç tarihinin belirtilmiş olması gereklidir.

Manevi Zararın Kapsamı ve Tazminini Belirleyen Unsurlar Nelerdir?

Manevi zarar, haksız fiilin kişilik haklarına, hayat ve vücut bütünlüğü ile şeref ve haysiyeti gibi değerlere karşı gerçekleşmesi halinde oluşan zarar türüdür.  Maddi kişilik hakları ;kişinin birey olması nedeni ile sahip olduğu değerler, yaşama hakkı, sağlık ve vücut bütünlüğü hakkından kaynaklanan değerlerdir. Maddi kişilik değerlerinin ihlali halinde hem maddi hem de manevi tazminat talep edilmesi mümkündür. Kişinin öldürülmesi, yaralanması gibi konularda hem maddi hem manevi zarar tazmini talep edilebilir.

Kişinin mesleği nedeni ile sahip oldukları saygınlık, güven, sosyal yaşamdaki itibar manevi kişilik hakları arasındadır. Mesleki ve ticari kişisel değerler; meslek ve ticaret sırrını da kapsamakta olup anayasa ile güvence altına alınmıştır.

Manevi kişisel değer ise; kişinin ruh bünyesiyle ile ilgili ve toplum içindeki değer ile doğrudan ilgilidir. Kişinin adı, görüntüsü, sesi, resmi,özel hayatı, şeref ve haysiyeti manevi kişisel değerlerdir. Bu değerlere gelen saldırı nedeni ile kişinin tazminat davası açmasının yanı sıra önleyici davalar açması da mümkündür.

Kişilik Haklarına Saldırı Nedeni İle Hangi Davalar Açılabilir?

Önleme davası: Kişilik haklarına yönelik saldırının henüz başlamamış ya da yayılmamış olması durumlarında; önleme davası ile saldırını yayınlanmasının ya da tekrarlanmasının önüne geçilebilir. 

Durdurma davası: Süreli yayınlarda, gazete ve dergi yayınlandıktan sonra  kişilik hakkına saldırının bittiği kabul edilir ve buna karşı durdurma davası açılamaz ancak devam eden sürekli yayınlar bakımından; radyo tv gibi seri yayın olan hallerde durdurma davası açılarak kişilik hakkına yapılan saldırının durdurulması dava yolu ile istenebilir. 

Tespit davası: Haksız saldırıyı ihtiva eden yayın sonlanmış ya da devam etmekte olsa bile bu zararın tespiti bakımından tespit davası açılabilir. Bu davanın maksadı hukuka aykırılığı tespit ettirmektir.

Düzeltme ve cevap hakkı: Haksız bir kişilik hakkı saldırısına karşı; düzeltme ve cevap hakkı kullanılarak kişinin cevabını yayınlatma hakkı mevcuttur. Basın Kanunu ile de gerçeğe aykırı haber yayınlanması, kişinin şeref ve haysiyetine karşı yapılan saldırı olması durumlarında düzeltme cevap hakkının varlığı tekraren düzenlenmiştir. 

Maddi ve manevi tazminat davası: Yayın yoku ile kişilik haklarının haksız saldırıya uğradığı düşüncesinde olan kişilerin, bu saldırı sebebi ile maddi ve manevi tazminat isteme hakları mevcuttur. 

Sebepsiz Zenginleşmeden Doğan Sorumluluk ve Tazminat Kapsamı

Borçlar Hukuku kapsamında sebepsiz zenginleşmeden doğan sorumluluktan bahsedebilmek için;  haklı bir sebep olmaksızın başka birinin malvarlığı veya emeği  üzerinden zenginleşmenin gerçekleşmiş olması gereklidir. 6098 sayılı Borçlar Kanunu md. 77 ve devamı hükümlerde bu varlığın geri verilmesi gerektiği hususu düzenlenmiştir. Zenginleşen kişinin iyi niyetli olup olmamasına göre edindiği varlığın iadesi hususu ayrı olarak düzenlenmiştir.

Borçlar Kanunu md. 79 a göre; Sebepsiz zenginleşen, zenginleşmenin geri istenmesi sırasında elinden çıkmış olduğunu ispat ettiği kısmın dışında kalanı geri vermekle yükümlüdür. Zenginleşen, zenginleşmeyi iyiniyetli olmaksızın elden çıkarmışsa veya elden çıkarırken ileride geri vermek zorunda kalabileceğini hesaba katması gerekiyorsa, zenginleşmenin tamamını geri vermekle yükümlüdür.

Bunun yanısıra; hukuka veya ahlaka aykırı bir sonucun işlenmesi nedeniyle verilen şeyin iadesi mümkün değildir. Bu varlığın ancak devlete mal edilmesine karar verilmesi mümkün olabilir. Hukuka uygun talepler, haklı sebep olmaksızın verilen emek veya varlık sebepli kazançların iadesini istemek için zamanaşımı öngörülmüş olup, geri isteme hakkı öğrenmeden itibaren iki yıl ve her halde zenginleşmenin gerçekleşmesinden itibaren on yıllık süre geçmesi ile zamanaşımına uğrar.

Geri verilecek bedelin tespiti bakımından Yargıtay denkleştirici adalet ilkesini uygulayarak, tazminat bedelinin hesaplanması yönünde kararlar vermiştir. Bu ilke kapsamında ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durum ve şartlar da göz önünde bulundurulur.  Faiz işletilmesi konusu bakımından ise; borçlunun genel hükümler kapsamından temerrüde düşürülmesi gerekmektedir. Bu da yazılı bildirim, ihtar gibi yollar ile mümkündür.

Sebepsiz zenginleşme kapsamına; personele ödenen fazla ödeme, döner sermaye ödemesi, teşvik primi, iptal edilen idari işlem nedeni ile ödenen maaş, geçersiz satış sözleşmesine dayanarak yapılan ödemeler, geçersiz sözleşmeye dayanan taşıt bedeli ödemesi, sebepsiz yere alıkonulan düğün takıları, sahte belge ile işe kabul edilen kişiye yapılan ödemeler gibi çeşitlendirilen sebeplerle tazminat ve iade talebinde bulunulabilir.

Kusursuz Sorumluluk Nedeni ile Sorumluluk

Borçlar Kanunu, kusursuz sorumluluk nedenlerini hakkaniyet ilkesi, dikkat ve özen ilkesi ve tehlike ilkesine göre düzenlemiştir. Kusursuz sorumluluk halleri haksız fiiil kapsamında değerlendirilmektedir. Kusursuz sorumluluk hallerinden maddi ve manevi tazminat istenebilir.

Adam çalıştıranın sorumluluğuna göre; adam çalıştıran yani işveren, çalışanın işin yapılması sırasında verdiği zararların giderilmesinden sorumludur. Bu kapsamda talimat, gözetim, denetimde bunulurken işverenin zararın oluşmasını engellemek için gerekli özeni göstermiş olması gerekmektedir. Bu özenin varlığı ispat edilebilirse işverenin sorumluluğu olmaz aksi takdirde doğan zararı tazmin yükümlülüğü vardır. Çalışanın  şahsi kusuru nedeni ile başkası zarar gördü ise; çalışandan ancak kusur oranında rücu imkanı mevcuttur.

Çalışanın, kendisine verilen talimat dışında davranması bunu farklı yorumlaması hallerinde de görev ile iş arasındaki bağdan kaynaklı zarar oluştuğundan yine işverenin sorumluluğu söz konusudur. Adam çalıştıranın işin yapılması sırasında, çalışanın emir ve talimata uygun davranıp davranmadığını denetlemesi ve gerekli tedbirler alması beklenmektedir.

Hayvan bulunduranın sorumluluğu bakımından; bir  hayvanın bakım ve yönetimini sürekli veya geçici olarak üstlenen kişi  hayvanın vermiş olduğu zararların giderilmesinden sorumludur. Hayvanın tahrik edilmesi, kışkırtılması yani zarara kasten ve bilerek sebebiyet verilmesi halinde bu kişiden zararı rücu etme imkanı bulunmaktadır. Hayvanın kiralanması, kullanılması durumunda hayvanın huysuzluğunun, zarar verme riskinin bildirilmesi yine hayvan bulunduranın sorumluluğundadır.

Yapı malikinin sorumluluğu bakımından; bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki bunun eksiklerini bozukluklarını gidermekle yükümlüdür. Bu sorumluluk kapsamına eserin tamamlanması, amacına uygun hale getirilmesi de dahildir. Sorumluluğun oluşabilmesi için yapı sahibinin buna kusur ile sebebiyet vermesi gereklidir. Komşunun elektrik hattı tesisinden dolayı zarar görmesi, sarkan buz kütlesinin 3. Kişinin başına düşmesi, onarılmayan alan bakımından doğan zararlar bu kapsamda değerlendirilir.

Tehlike sorumluluğu bakımından; önemli ölçüde tehlike arz eden bir işletmenin faaliyetinden kaynaklı olarak zarar doğması halinde işletme sahibi işletenle birlikte doğan zarardan sorumlu olacaktır. İşletme faaliyetinin tehlikeli olması; yanıcı, patlayıcı, kesici, delici gibi faaliyetler gibi tehlike içeren faaliyetler bu kapsamdadır.

Konaklama yeri işletenin sorumluluğu bakımından; otel ve benzeri konaklama yerlerinde işletenler, konaklamaya gelenlerin eşyalarının zararından, yok olmasından, çalınmasından sorumludur. Ancak işleten bu zararın doğrudan konaklayan kusurundan kaynaklı olduğunu, mücbir sebep olduğunu ya da eşyanın niteliğinden kaynaklı bir zarar olduğunu kanıtlayabilirse bu halde sorumluluktan kurtulabilir. Konaklayanın zararı derhal işletene bildirmesi gereklidir, aksi halde istem hakkını kaybeder.  

Taşınmaz malikinin tazminat sorumluluğu nedir?

Medeni Kanun Madde 730’a göre “Bir taşınmaz malikinin mülkiyet hakkını bu hakkın yasal kısıtlamalarına aykırı kullanması sonucunda zarar gören veya zarar tehlikesi ile karşılaşan kimse, durumun eski hâline getirilmesini, tehlikenin ve uğradığı zararın giderilmesini dava edebilir. Hâkim, yerel âdete uygun ve kaçınılmaz taşkınlıklardan doğan zararların uygun bir bedelle denkleştirilmesine karar verebilir.”

Hukuka aykırı olarak taşınmaz üzerinde yapılan eklentiler, taşkın yapılar ve bunlar nedeni ile başkalarının zarar görmesi haline; bu tehlikenin kaldırılması, eski hale getirilmesi ve tazmin talep etme hakkı mevcuttur. İhtiyati tedbir ile tehlikenin giderilmesi istenebilmektedir. Takiben eski hale getirme talep edilebilir. Kat karşılığı inşaat sözleşmesinde inşaatın temel kazısının yandaki yapı ya da inşaata verilen zarar bu kapsamda değerlendirilebilir.

Haksız Tutuklama Ve Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat

Ceza  Muhakeme Kanunundan kaynaklı olarak kişinin soruşturma ya da kovuşturma aşamasında haksız yere tutuklandığı, yakalandığı, süresinde hakim önüne çıkarılmadığı gibi hallerde; karar veya hükümlerin kesinleştiği tarihten itibaren üç ay ve her halde bir yıl içinde tazminat talebinde bulunulabilir.

Motorlu Araç İşletenin Tazminat Sorumluluğu Nedir?

Karayolları Trafik Kanunu motorlu taşıt işletenlerin, yarış düzenleyenlerin üçüncü kişilere vermiş oldukları zarar nedeni ile kusursuz sorumlulukları bulunmaktadır. Trafik kazaları nedeni ile oluşan zararlar sebebi ile araç işletenin kusursuz sorumluluğu bulunmaktadır.

Trafik Kazaları Nedeni  Doğan Zarar Nedeni İle Tazminatın Kapsamı Nelerdir?

Trafik kazalarından doğan sorumluluk tehlike nedenli sorumluluk türleri arasında sayıldığı için; araç işleten, araç işleticisi teşebbüsün sahibi; araç sürücüsünün veya yardımcısının kusurundan kaynaklanan zararlardan kendi kusuru gibi sorumludur. Diğer bir ifade ile; araç sahibi, aracı işleten, taşımacılar, aracın uzun süreli kiracısı, motorlu aracı ödünç veya rehin alan,yarış düzenleyicileri, motorlu araçla ilgili mesleki faaliyette bulunanlar yasadaki tanıma göre sorumludurlar.

Sorumluluk nedenleri olarak; sürücü ve yardımcı kişinin kusuru, işletme kusurları, kazadan sonra yardım edenlerin uğradığı zarar, yolcunun başka yolcuya verdiği zarar, işletenin çalışanının başka çalışana verdiği zarardan doğan sorumluluk türleri sayılabilir.

Trafik kazalarından kaynaklı davaların konuları nelerdir?

Ölüm nedenli, yaralanma nedenli tazminat davaları; ruhsal sarsıntı nedenli manevi tazminat davası, araç hasarı nedenli tazminat davası, yolcunun taşımacıya karşı açtığı tazminat davası, bina veya yapılara verilen zarar nedenli tazminat davası ile rücu davaları trafik kazaları sonucunda açılan davalardandır.

Trafik kazalarından kaynaklı davalarda davacı ve davalılar kimler olabilir?

Ölenin desteğinden yoksun kalanlar, bedensel zarara uğrayanlar, aracı hasarlananlar, bina yapı veya tesis sahipleri, rücu hakkı sahipleri davacı sıfatını kazanabilirler.

Araç sahibi ve işletenleri, sürücü ve yardımcıları, sigortacılar, yolcu taşımacılığı yapılıyor ise; taşımacı, görevli sürücü ve yardımcısı, sigortacılar davalı olabilirler.

Ölümlü Trafik Kazalarında Tazminat Davaları

Trafik kazası neticesinde ölümün gerçekleşmesi halinde; ölüm nedeni ile destekten yoksun kalanlar tazminat davası açabilirler. Bu tazminat türünün hesabı yapılırken; destekten yoksunluk süreleri hesaplanır ve kişilerin destek paylarına göre tazminat rakamları belirlenir.

Yaralamalı, Bedensel Zararın Oluştuğu Trafik Kazalarında Tazminat Davaları

Bu tür trafik kazalarında oluşan bedensel zarar ve bunun karşılığında ödenecek tazminatın hesaplanması için kişinin geçici veya tam iş göremezlik (sakatlık) durumu, yaşam boyu bakım giderleri, ekonomik geleceğin sarsılmasından kaynaklanan kayıplar, tedavi giderleri gibi mevcut ve müstakbel zarar sebeplerinin belirlenmesi gereklidir. Bu zararların kapsamına göre tazminat hesaplanacaktır.

Araç Hasarı Nedeni İle Tazminat Davaları

Araçta oluşan hasar nedeni ile değer kaybı, kazanç kaybı ve araç yoksunluğu nedenli tazminat talep edilebilir.