Yargı Kararlarının Uygulanması Ve Kesinleşme Problemi

 

Hak ve menfaatleri çatışan taraflar mahkemeden aldıkları kararı derhal uygulatmak isterler. Fakat bu her zaman ve şartta mümkün olmamaktadır. Mahkeme kararlarının uygulanması cebri icra yoluyla sağlanır. Türk hukukunda kural olarak mahkemeden bir karar çıktığında bu kararın uygulanması derhal istenebilir. Mahkeme kararıyla birlikte hemen icra dairesine başvurarak karşı tarafa bir icra emri gönderilmesini isteyebilirsiniz. Ancak her kararın uygulanması için icra takibi yapılması derhal istenemez; kararın kesinleşmesinin beklenmesi gerekebilir.Yazımızda kesinleşmeden uygulanması istenemeyecek bu  kararların neler olduğu, Yargıtay kararlarına konu olmuş örneklerle beraber açıklanmıştır.

 

Bir Mahkeme Kararının Derhal Uygulanması Mümkün Müdür?

Bir mahkeme kararı karar verilir verilmez uygulanabilir. Hukukumuzda kural olan budur. Sadece bazı kararların uygulanması hemen istenemez; bu türden kararların uygulanmasını isteyebilmek için kesinleşmelerinin beklenmesi gerekir.

Mahkeme Kararının Kesinleşmesi Ne Anlama Gelir?

Bir mahkeme kararının kesinleşmesi tarafların bu karara itiraz etmemesine bağlıdır. Eğer karara itiraz edilmişse mahkeme kararının kesinleşmesi için artık Yargıtay ve/veya Bölge Adliye Mahkemesinin denetiminden geçmelidir. 

Kararın kesinleştiğinin, mahkeme tarafından ilamın arkasına yazılarak hakim tarafından imzalanmasına uygulamada “kesinleşme şerhi” adı verilmektedir. İlamın icraya konulmasından önce mahkemeye başvurarak bu şerhin ilama eklenmesi istenmelidir.

Mahkeme Kararı Nasıl Uygulanır?

Dava sonucunda haklı çıkan taraf, mahkeme kararının uygulanmasını icra dairesinden başlatacağı ilamlı icra takibiyle ister. Mahkeme kararının taraflara verilen mühürlü ve imzalı örneklerine ilam adı verilir. Mahkemeden verilen her karar değil sadece hükmün ilamlı icra yoluyla yerine getirilmesi istenebilir.

İlamlı icra takibi, icra dairesinde, icra müdürüne yapılan bir başvuruyla başlamaktadır. İlamlı icra yoluna başvurabilmek için kişinin elinde ilam ya da kanunda ilam niteliğinde olduğu kabul edilen diğer belgelerden biri olmalıdır. Bu belgelerle başvuran kişinin talebi üzerine icra müdürü gerekli incelemeyi yaptıktan sonra karşı tarafa mahkeme kararına uyması, borcunu ödemesi için bir icra emri göndermektedir.

İhtiyati Tedbir ve İhtiyati Haciz Kararları Nasıl Uygulanır?

Mahkemeden verilen her kararın uygulanması için  icra dairesinden icra takibi başlatmak mümkün değildir. Mahkemelerden verilen sadece son kararlar yani hükümler icraya konulabilir. İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarının da icraya konulması mümkün değildir. Bu kararların uygulanmasını yine kararı veren mahkemeden talep etmek gerekir. Mahkeme ve kalem personeli gerekli makamlara bildirimde bulunarak ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararının uygulanmasını sağlar. Mahkemenin verdiği ara kararların(keşif yapılmasına karar verilmesi, bilirkişi raporu istenmesi gibi) uygulanması da icra yoluyla istenemez.

Kesinleşmeden Uygulanamayacak Kararlar Nelerdir?

Hukukumuzda bir kararın uygulanmasını istemek için kararın kesinleşmesini beklemeye gerek yoktur. Mahkeme kararı verildiği andan itibaren ilamlı icra takibine konarak uygulanması istenebilir.

Kesinleşmeden icraya konulamayacak kararlar;

  • Taşınmaz mala ve taşınmaz mal üzerindeki aynî haklara ilişkin ilamlar,
  • Aile ve kişiler hukukuna ilişkin ilamlar(Aile hukukuna ilişkin olmasına karşın bazı nafaka hükümleri için kesinleşme şartı aranmaz.),
  • Yabancı mahkeme kararlarının tenfizine ilişkin ilamlar,
  • Kira bedelinin tespitine ilişkin ilamlar,
  • Tazmine ilişkin hüküm içeren Sayıştay ilamları,
  • Ceza mahkemesi kararlarının yargılama giderlerine ilişkin kısmı,
  • Menfi tespit davalarında tazminata ve yargılama giderlerine ilişkin kısmının icrası, 
  • İstihkak davasının kabulüne ilişkin karardaki yargılama giderlerine ilişkin kısmın icrası,
  • Bayrağına ve sicil kaydı olup olmadığına bakılmaksızın bütün gemilere ve bunlarla ilgili ayni haklara ilişkin ilamlar,
  • Sigorta Hakeminin kararlarının icrası,
  • Kooperatif ortaklığından çıkarmaya ilişkin kararlar,
  • Hizmet akdiyle çalışanların zorunlu sigortalılık sürelerinin tespitine ilişkin kararlar(SGK’ya karşı icrası.
  • TTK m.35/4 ve m.36/3 uyarınca ticaret siciline yapılacak tescil, tadil ve terkinle ilgili verilen mahkeme kararlarının icrası,
  • İdare aleyhine açılan haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar
  • Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun’un 4. Maddesi,
  • İcra mahkemelerince itiraz ve şikayet başvuruları üzerine verilen kararlar.

Kesinleşmeden uygulanması istenemeyecek kararları aşağıda detaylarıyla ele alacağız.

*Gayrimenkul davalarında alınan kararların uygulanması ne zaman istenebilir? 

Tapu iptali ve tescil davaları, kamulaştırma davaları, el atmanın önlenmesi davaları, ipoteğin fekki(kaldırılması), yolsuz tescilin düzeltilmesi, istihkak davası gibi bir taşınmazın mülkiyet hakkı üzerinde değişiklikler yapacak davalarda verilen hükümler ve bu hükümlerde yer alan her türlü tazminat ve diğer para alacaklarının ödenmesi için hükmün kesinleşmesi beklenmelidir. Yargıtay bir kararında “… HMK’ nun 367/2. maddesi gereğince gayrimenkule ve buna ilişkin ayni haklara dair hükümler kesinleşmedikçe icra edilemez. İlam bir bütün olup, ilamda yer alan eklentiler de aynı kurala tâbidir. İlamda yer alan tüm alacak kalemlerinin ilamın kesinleştiği tarihte muaccel hale geleceği belirgin olmakla, ilam kesinleşmeden, eklentilerin ayrıca takibe konu edilmeleri de söz konusu olamayacaktır. Bu kalemlerin kesinleşmesi ve infazı, ancak bir bütün olarak ilamın kesinleşmiş olmasına bağlıdır. Dolayısıyla, ilamın esasına ilişkin hüküm kesinleşmeden, ilamın para alacağına ilişkin hüküm bölümü de infaz ve icra takibine konu edilemez. Şeklinde hüküm kurmuştur.”

 Burada ayni haklarla kastedilen taşınmazla ilgili mülkiyet, rehin, intifa hakkı, üst hakkı ve oturma hakkı gibi haklardır. Kira, bir ayni hak değildir. Bu nedenle örneğin kiraya verilmiş taşınmazdan kiracının tahliyesine ilişkin hükmün icraya konması için kesinleşmesini beklemeye gerek yoktur.

Tapu iptal ve tescil davasında tazminata hükmedilmişse bu tazminatın ödenmesi de karar kesinleştikten sonra istenebilir. “Somut olayda, takip konusu ilamın incelenmesinde, davacı tarafından tapu iptal ve tescil davası açıldığı, dava dilekçesinde tapu iptal ve tescil talep edildiği, kabul edilmemesi halinde tazminata karar verilmesi talep edilerek terditli talepte bulunulduğu, anlaşılmıştır. Her ne kadar mahkemece tazminata hükmedilmiş ise de temelde dava, gayrimenkulün aynına taalluk ettiğinden ilam kesinleşmeden, ilamlı icra takibine konulamaz.”

*Boşanma, Soybağı, Velayet, Çocuk Teslimi Gibi Davalarda Kararların Uygulanması

Boşanma davası, babalık davası, soybağı davaları sonucunda verilen kararlar, çocuk teslimi, çocukla şahsi ilişki kurulmasına dair kararlar kesinleşmedikçe icraya konamazlar. Aynı şekilde boşanma davasında hükmedilen maddi ve manevi tazminat, velayet, çocukla kişisel ilişki kurulması ve çocuk teslimi hükümleri de kesinleşmeden icra edilemez. Yargıtay ilamın bütünlüğü ilkesi gereği bu alacak kalemlerini asıl olarak görmektedir. Boşanma hükmünün kesinleşmesinin ardından açılan ayrı bir dava sonucu hükmedilen tazminatların icraya konması için kesinleşmeleri gerekmez.

*Nafaka Kararlarının Uygulanması:

Nafakaya ilişkin kararlar kesinleşmeden icraya koyulabilir. Tedbir ve yardım nafakalarına dair hükümler kesinleşmeden icraya konabilir. Ancak  Yargıtay bir boşanma davasında hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakasının icraya konabilmesi için boşanmaya dair hükmün kesinleşmesini gerekli görmektedir.

*Tüzel Kişilikle İlgili Kararların Uygulanması:

Yargıtay tüzel kişilerle ilgili haksız rekabetin önlenmesi, marka hakkının korunması, tüzel kişiliğin feshi ve tasfiyesine ilişkin davalarda verilen hükümleri kişiler hukukuna ilişkin kararlar arasında görmektedir. Bu nedenle bu türden davalarda verilen hükümlerin uygulanması için kesinleşmeleri gerekir.

*Yabancı mahkeme kararlarının Türkiye’de uygulanması:

Yabancı mahkeme kararlarının tenfizi kararına itiraz edilmesi halinde kararın icrası durur. Bu nedenle de karar kesinleşmeden Türkiye’de uygulanması mümkün değildir.

*Kira bedelinin tespiti kararlarının uygulanması:

Yargıtay içtihatlarıyla, kira bedelinin tespiti davasında belirlenen kira farkı alacağının icraya konabilmesi için kira bedelinin tespitine ilişkin kararın kesinleşmesi gerektiği kabul edilmiştir.

*Ceza mahkemesi kararlarının yargılama giderlerine ilişkin kısmının ödenmesi:

Ceza mahkemelerince verilen mahkumiyet kararları kesinleşmeden infaz edilemez. Mahkumiyete dair kararda hükmedilen yargılama giderleri, tazminat ve vekalet ücreti de mahkumiyet hükmü kesinleşmeden icraya konamaz. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararında tazmin şartına yer verilmişse bu tazminatın hemen ödenmesi istenebilir.

*Menfi tespit davalarında hükmedilen tazminat ve yargılama giderlerinin ödenmesinin istenmesi:

Tespit hükümlerinin tek başına uygulanması zaten mümkün değildir. Tespit kararıyla birlikte icra inkar tazminatına, yargılama giderine veya vekalet ücretine hükmedilmişse hükmün ancak bu kısmının uygulanması icra dairesinden istenebilir. 

Borçlu, menfi tespit davasında tazminata hak kazanmışsa, bu tazminatın kendisine ödenmesini ancak menfi tespit davasında verilen hüküm kesinleştikten sonra isteyebilir. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmesi halinde de hükmün kesinleşmesi beklenmeden tazminat ve diğer parasal hakların ödenmesi istenemez.

*İstihkak davasının kabulüne ilişkin karardaki yargılama giderlerine ilişkin kısmın ödenmesi:

İstihkak davasını malik mülkiyet hakkını ispatlayarak kazanmaktadır. Dolayısıyla bir taşınmazın mülkiyet hakkını belirleyen bu davada verilen  kararın da kesinleşmeden uygukanması istenemez.

*Sigorta Hakeminin kararlarının uygulanması:

Hukukumuzda kural olarak hakem kararlarının icraya konması için kesinleşmelerini beklemeye gerek yoktur. Ancak sigorta hakeminin kararları kesinleşmeden uygulanamaz. Çünkü Sigortacılık Tahkim Komisyonu’na yapılan başvuru kararın uygulanmasını durdurur.

Tüketici Hakem Heyeti kararları ise kesinleşmeden, derhal uygulanabilir.

*Hizmet akdiyle çalışanların zorunlu sigortalılık sürelerinin tespitine ilişkin kararlar(SGK’ya karşı icrası:

İş sözleşmesine bağlı olarak çalışan işçilerin zorunlu sigortalılık sürelerinin tespitine ilişkin kararın SGK tarafından uygulanması için kararın kesinleşmesi şartı aranmaktadır. Ancak kararın işverene karşı uygulanması için kesinleşmesi şartı aranmaz.

*Ticaret siciline yapılacak tescil, tadil ve terkinle ilgili verilen mahkeme kararlarının icrası:

Ticaret sicil müdürünün teklifi üzerine tescil konusunda ticaret mahkemesinin verdiği kararlar ve ticaret siciline tescil, tadil veya terkin talebiyle başvuran kişilerin ticaret sicil müdürlüğünün bu hususta verdiği karara karşı mahkemeye yapacakları itiraz üzerine mahkemenin verdiği kararlar kesinleşmeden icraya konamaz.( TTK m.35/4 ve m.36/3 uyarınca verilen kararlar).

Kesinleşmeden Uygulanamayacak Bir Kararda Yer Alan Tazminat, Vekalet Ücreti, Yargılama Gideri Gibi Ek Kararların Uygulanması Derhal İstenebilir Mi?

Önemle belirtmek gerekir ki, ilam bir bütündür. Mahkeme kararının içeriğinde yer alan tazminat, faiz, yargılama giderleri, vekalet ücretleri gibi tüm alacak kalemleri ilamın kesinleşmesiyle talep edilebilir hale gelir. Bu sebeple kesinleşmeden icraya konamayacak kararlarda yer alan bu türden ek alacakların da ancak asıl hüküm kesinleştikten sonra ödenmesi istenebilir.

Kesinleşmeden İcraya Konamayacak Bir Kararla İlgili İcra Takibi Başlamış ve İcra Emri Tebliğ Edilmişse Ne Yapılabilir?

Kesinleşmeden uygulanması istenemeyecek bir ilamın icra müdürü tarafından icraya konulması ve borçluya icra emri göderilmesi halinde borçlu, İcra Mahkemelerine her zaman takibin iptali istemiyle şikayet başvurusunda bulunabilir.Şikayetin sonucunda icra müdürünün hatası sonucu yapılmış takip İcra Mahkemelerince iptal edilmektedir.

Her ihtimale karşı, böyle durumlarda icra emrinin tebliğinden itibaren yasal şikayet süresi olan 7 günlük süre içinde İcra Mahkemesi’ne başvurmanın daha doğru olacağı görüşündeyiz. Yargıtay bazı kararlarında 7 gün içinde şikayet başvurusunda bulunmanın takibi iptal ettirebilmek için gerekli olduğunu öngörmüştür.

Özetle; Kesinleşmeden icra edilemeyecek bir kararı icraya koymanız halinde, karşı taraf icra mahkemesine yapacağı bir şikayetle icra takibinizi iptal ettirebilir ve karşı vekalet ücreti ödemek durumunda kalabilirsiniz. Yine, kesinleşmeden icra edilemeyecek bir kararla ilgili size icra emri göderilmişse, bunun hatalı bir takip olduğunu bilmez ve gerekli şikayet başvurusunu yapmazsanız, belki de istinaf ya da temyiz aşamasında borçlu olmadığınızı ispat edip lehinize bir karar elde edebilecekken, aslında borçlu olmadığınız bir parayı ödemek veya bir işi yapmak zorunda kalabilirsiniz.

Solmaz Law and Consultancy ekibi olarak icra takibinin tüm detaylarıyla ilgili sizleri bilgilendirmek ve gereken işlemleri sizin adınıza özenle gerçekleştirmek için burada olduğumuzu hatırlatırız. Yazımızda cevabını bulamadığınız her türlü hukuki soru ve sorunlarınız için ekibimiz size hukuki destek vermekten memnnuniyet duyacaktır.

Saygılarımızla.

REFERANSLAR

 PEKCANITEZ, Hakan/ATALAY, Oğuz/SUNGURTEKİN ÖZKAN, Meral/ÖZEKES, Muhammet, 2015, İcra İflas Hukuku, Yetkin Yayınları, Ankara, s.318.

2PEKCANITEZ/ATALAY/SUNGURTEKİN ÖZKAN/ÖZEKES, a.g.e., s. 317.

3 ÖZBEK, Mustafa Serdar, “Kesinleşmeden İcra Edilemeyecek İlamların Kesinleşmeden Önce İcraya Konulması”, Başkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, cilt:2, sayı:1, yıl:2016, s.46-47.

4 832 sayılı Sayıştay Kanunu 64. Madde.

5 Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun m.31/a.

6 2577 sayılı İYUK 28/1.  

7 HMK m.350/2; 367/2. 

8 Yargıtay 12. HD., E. 2018/8182, K. 2019/10658 T., 19.6.2019; Yargıtay 12. HD., E. 2018/4085, K. 2018/10203, T. 18.10.2018.

 9 Yargıtay 12. HD., E.2020/1193, K.2020/9038, T.22.10.2020.

10TMK m.8-494; HMK m.350/2; 367/2).

11 ERCAN(1), İsmail, 2016, İcra İflas Hukuku, Kuram Kitap Umuttepe Yayınları, Kocaeli, s.228.

12 HMK m.350/1;367/1.

13 Yargıtay 8. HD., E.2015/16421, K.2015/18638, T.20.10.2015.

14 Yargıtay 12. HD., E.2018/7775, K.2019/8815, T.22.05.2019.

15 ÖZBEK, a.g.e., s.50.

16MÖHUK m.57/2.

1712.11.1979 tarih 1979/1-3 sayılı  Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı; Yargıtay 12. HD., E.2018/3472, K.2018/8015, T.13.09.2018; ERCAN, a.g.e., s.229; Yargıtay 3. HD., E.2000/12114, K.2001/582, T.02.10.2001; PEKCANITEZ/ATALAY/SUNGURTEKİN ÖZKAN/ÖZEKES, a.g.e., s. 321.

 18 ERCAN(1), a.g.e., s.230.

19 BULUR, Alper, İcra ve İflas Hukuku, Monopol Yayınevi, Ankara, 2020, s.143.

20ERCAN(2), İsmail, Uygulamacılar İçin İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Seçkin Yayıncılık, Ankara, s.817.

21 ERCAN(1), a.g.e., s.229.

22ERCAN(1), a.g.e., s.231.

23 ÖZBEK, a.g.e., s.52; Sigortacılık Kanunu m.30.

24 İLKİZ, Hüsnü Göksel, “İlamların İcrasında ‘Kesinleşme Şartı’”,(erişim: https://legesegitim.com/ilamlarin-icrasinda-kesinlesme-sarti-av-husnu-goksel-ilkiz/, erişim tarihi:28.01.2021); İş Mahkemeleri Kanunu m.7/4.

25 İLKİZ, a.g.e.

26ÖZBEK, a.g.e., s.69.

27Yargıtay HGK, E.2011/12-177, K.2011/300, T. 11.5.2011;28.11.1956 tarih ve 15/15 Sayılı ve İBK kararları gereğince; ÖZBEK, a.g.e., s.69.

28 Yargıtay 12. HD.,E.2009/1780, K.2009/9842, T.05.05.2009.

Leave a Reply