Mirasçıdan Alacaklı Olan Kişinin Başvurabileceği Yollar ve Açabileceği Davalar

Borçluya miras kalması halinde mirasçı olarak kendisine intikal eden mallar borçlunun malvarlığına dahil olur. Borçludan alacağı olan kişi borçlunun malvarlığına dahil olan bu malları haczettirme ve sattırma imkanına sahiptir. Alacaklısının, miras kalan mallarını ya da paralarını haczettirmesine ve/veya sattırmasına engel olmak isteyen borçlu miras payının kendisine intikalini önlemek için çeşitli yollara başvurabilmektedir. Bu durumun uygulamada sık karşılaşılan örnekleri; miras payını başkasına devretme, mirası reddetme, miras alacağı olduğu halde gerekli girişimlerde bulunmama ve gereken davaları açmama gibi işlem ve eylemlerdir. Borçlunun bu türden eylem ve işlemlerine karşı kanun koyucu alacaklıyı himaye eden kurallar koymuştur. Bu kurallar gereği alacaklı dava açama yoluna giderek borçluya kalan mirastan alacağını elde edebilmektedir.

Bu bültende kendisine miras kalmış olan borçluya karşı alacaklının hangi davaları açabileceği hakkında açıklamalarda bulunulmuştur.

1.    Mirasın Reddinin İptali

Borçlu kendisine miras kalan malvarlığı değerlerini alacaklılarından korumak için kağıt üstünde reddi miras yapabilmektedir. Borçlu kendisi mirası reddettiğinde zaten bu mirası alacak kişiler çoğunlukla borçlunun yakın akrabaları olacağından borçlu gerçekte miras hakkını alabilmektedir. burada mirası reddetmekte amaç alacaklılara karşı malvarlığını boş göstermektir.

alacaklıyı zarar sokmak amacıyla yapılan bu tür hileli miras redlerine karşı alacaklıyı korumak isteyen kanun koyucu, alacaklıya borçlunun yaptığı mirasın reddinin iptalini talep etme hakkı tanımıştır. Alacaklı bu davayı mirasın reddi tarihinden itibaren 6 ay içinde açabilmektedir. Mirasın reddinin iptali talebinde bulunulabilmesi için borçlunun iflas etmiş olması veya borca batık bulunması gerekmektedir. Alacaklılara zarar verme kastıyla red yapan borçlu, alacaklıya/alacaklılara yeterli güvence veremezse, mirasçının alacaklıları mirasın reddinin iptalini isteyebilirler. Şayet borçlu iflas etmişse, bu dava iflas idaresi tarafından açılır.

Mirasın reddinin iptali davası, mirası reddeden borçluya ve retten yararlanan mirasçılara karşı açılmalıdır.

Dava sonucunda, alacaklılar davayı kazanırsa, reddedilen miras, mirasçının malvarlığına dahil edilir ve miras resmen tasfiye edilir.

2.    Tenkis Davası

Tenkis davası miras hukukuna özgü bir dava olup, saklı paylı olarak tabir edilen mirasçıların miras paylarını almak için açtıkları bir davadır. saklı paylı mirasçılar, mirasçının çocukları, torunları, anne ve babası ile eşidir. Bunlardan hayatta olanların saklı miras payları bulunmaktadır. Saklı pay demek, mirasçının her halukarda alması gereken miras payıdır. Ne diğer mirasçılar ne de mirasbırakan bu payın mirasçıya verilmesine engel olamaz. Kanunun oran olarak belirlediği miktardaki saklı pay mirasçı için dokunulmazdır.

Saklı paylı mirasçının miras payını almak için açabileceği tenkis davası, bazı durumlarda mirasçının alacaklıları tarafından açılabilmektedir (Tük Medeni Kanunu m. 562). Alacaklıların tenkis davası açabilmesi için borçlunun aciz halinde olması gerekmektedir. Borç ödemeden aciz hali borçlunun ödeme araçlarından yoksun olmasını, borçlarını geçici olmayan bir süre için ödeyemeyecek durumda olma halidir.

Borçlusu aciz halinde ve saklı paylı olan bir mirasçı olduğu halde bu payını almak için harekete geçmiyorsa, alacaklı borçluya ihtar çekip süre vererek tenkis davası açması gerektiğini bildirir. Verilen sürede borçlu yine de tenkis davası açmazsa, alacaklı tenkis davası açma hakkına sahiptir. Alacaklı borçlunun saklı payının tamamını değil, kendi alacağı kadar kısmını dava edebilir. Şayet alacaklı, saklı pay alacaklının alacağının tamamı kadar ya da ondan fazla ise saklı payın tamamını da dava edebilir.

3.    Mirasın Paylaşılmasına Kayyım Suretiyle Katılma Talebi ve Tasfiye Davası

Alacaklılar belli şartlar dahilinde sulh hukuk mahkemesinden borçlunun yerine miras paylaşımına katılmak için bir kayyım atanmasını talep edebilirler. Alacaklının bu talepte bulunabilmesi için elinde borçluya ait borç ödemeden aciz belgesi bulunmalıdır. Terekenin paylaşımı sürecinden netice alınamadığı takdirde alacaklılar atanan kayyım vasıtasıyla miras ortaklığının tasfiyesi talepli dava açabilirler.

4.    Tasarrufun İptali Davası

Alacaklılarından mal kaçırmak kastıyla satış, devir, bağış gibi işlemlerde bulunan borçluya karşı alacaklılar, İİK m. 280’e göre tasarrufun iptali davası açabilmektedir. Benzer şekilde, mirasçının alacaklılarından mal kaçırmak için mirası reddetmesi, miras payını üzerine almaması, mirastan karşılıksız olarak feragat etmesi gibi işlemlerde bulunması halinde alacaklıların bu tasarrufların iptalini talep edebileceği doktrinde kabul görmektedir.

Borçlu mirasçıya karşı bu davanın açılabilmesi için mirasçının alacaklılara zarar verme kastıyla hareket etmiş olması ve bu niyetin mirasın reddinden ya da feragatinden yararlananlar tarafından da bilinmekte olması gerekmektedir. Genellikle bu türden işlemler yakın akrabalar arasında yapıldığından kanunda alacaklının zarar kastıyla hareket ettiği ve bunun yakın akrabaları tarafından da bilindiği kabul edilmiştir. Bu durumun aksini ispat etmek davalı tarafa düşmektedir. davacı bu olguların varlığını ispatla yükümlü olmaz.

5.    Ortaklığın Giderilmesi Davası

Alacaklının mirasçının mirasının tasfiyesi için ortaklığın giderilmesi davası açması bazı hallerde mümkündür. Alacaklının bu davayı açabilmesi için öncelikle evvelden bir icra takibi yapmış olması gerekmektedir. Ardından icra mahkemesine başvurup bir yetki belgesi alması gerekmektedir. Yetki belgesini almak için alacaklı, icra takibine konu alacağını tahsil edemediğini ve miras yoluyla borçlusuna taşınmaz veya taşınmazlar intikal ettiğini beyan etmelidir.

Bu davanın açılması için mirasın henüz mirasçılar arasında paylaşılmamış olması gerekmektedir. davalı olarak ise sadece borçlu mirasçı değil, tüm mirasçılar gösterilmelidir.

Sonuç

Borcunu ödememek ve alacaklıdan mal kaçırmak için borçlunun miras hakkından görüntüde vazgeçmesi durumuyla karşılaşıldığı takdirde alacaklının borçlusuna kalan bu miras payından alacağını tahsil edebilmesinin pek çok farklı yolu bulunmaktadır. Alacaklı bunlardan kendi şartlarına uygun olanı tercih etmeli ve bu doğrultuda işlem yapmalıdır. En doğru ve en kısa yoldan çözüme ulaştıracak yöntemin belirlenmesi ve dava sürecinin başarıyla yürütülmesi için uzman bir hukukçudan yardım istemek fayda sağlamaktadır.

Saygılarımızla

Solmaz Hukuk Ve Danışmanlık.

Referanslar

İdil Tuncer Kazancı, Tasarrufun İptali Davalarında İspat, Yetkin Yayıncılık, Ankara, s.220-228.

Güray Erdönmez, Alacaklılara Zarar Verme Kastıyla Yapılan Tasarrufların İptali, Onikilevha Yayınları, İstanbul.

Anıl Köroğlu, Medeni Usul Hukuku Bakımından Ortaklığın Giderilmesi Davası, Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Anabilim Dalı, 2020, İstanbul.

 

 

 

 

 

 

Leave a Reply