Bir mirasa ortak olan tüm mirasçılar o miras üzerinde birlikte hak sahibidir. Miras paylaşımı yapılıp her mirasçının miras payı kendisine özgülenene kadar mirasçılar arasında elbirliği mülkiyeti adı verilen bir tür ortak mülkiyet ilişkisi bulunur. Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların belirlenmiş payları yoktur; her birinin hakkı miras ortaklığında yer alan malların tamamına yaygındır(TMK m. 701). Durum böyle olmakla birlikte, borçlu kişinin bir miras ortaklığında bulunan miras payının haczi de mümkündür.
Bu bültende miras hissesi haczinin konusu ve yapılış şekli üzerinde durulmaktadır.
1. Genel Olarak Hisse Haczi
Kural olarak borçlunun maddi değeri olan tüm mal ve hakları üzerine haciz konulabilmektedir. Maddi değere sahip olan bir şirket hissesinin, bir âdi ortaklık hissesinin veya bir miras ortaklığı hissesinin haczi mümkündür. İcra ve İflâs Kanunu’na göre hisse hacizleri madde 94 hükmüne göre gerçekleştirilmektedir. Bu maddede yer alan usul temelde alacaklının haciz talebi üzerine, ortaklığa ya da diğer ortaklara, borçlu ortağın hissesine haciz konulduğunun icra memuru tarafından tebliğ edilmesiyle yapılmaktadır. Örneğin; bir şirket hissesinin haczedilebilmesi için icra dairesi tarafından şirkete haczin tebliğ edilmesi gerekir. İcra dairesi tarafından tebliğin yapılmasıyla birlikte ortağın hissesi haczedilmiş olur.
2. Miras Hissesinin Haczi
Miras hissesi de İİK madde 94 hükmüne göre yapılmaktadır. İİK madde 94/1’de “paylaşılmamış bir miras hissesi ile iştirak halinde tasarruf edilen bir mal hissesi” ifadesine yer verilmektedir. Tüm elbirliği mülkiyeti hisselerinin haczi bu maddeye göre yapılmaktadır.
Miras hissesinin haczedildiği, icra dairesi tarafından adresleri bilinen tüm diğer mirasçılara bildirilir. Haczin yapılmasının etkisi ve sonucu şudur; hacizden sonraki hisse gelirlerinden borçlunun hissesine düşecek kısmın artık borçlu mirasçıya değil, icra dairesine ödenmelidir. Şayet diğer hissedarlar, bu ödemeleri icra dairesine değil, borçluya ödemeye devam ederlerse, bunları yeniden icra dairesine ödemek durumunda kalırlar. Borçlunun hissesiyle ilgili tüm tebligatların icra dairesine yapılması gerekir. Miras hissesiyle alakalı borçlunun onayıyla yapılacak tüm işlemlerde icra dairesi muhatap alınır. Bu şekilde borçlu mirasçının miras hissesi üzerinde işlem yapma yetkisi kısıtlanmış olur.
“Alacaklı vekilinin talebi üzerine borçlu H.. Y.. ın müteveffa babası C. Y. dan intikal edecek tapudaki miras hissesi üzerine haciz konulmuş, şikayetçi ise tapuda miras hisselerinin intikali sağlanmadan borçlunun miras hissesi üzerine haciz konamayacağını belirterek ilgili haczin kaldırılmasını talep etmiş, mahkemece alacaklı tarafından İİK’nun 94/2. maddesine göre işlem yapılmadan miras hissesi üzerine haciz konamayacağı belirtilerek haczin kaldırılmasına karar verilmiştir.
İİK’nun 94/2 maddesinde borçlunun reddetmediği miras yolu ile kazandığı ve henüz tapu siciline tescil ettirmediği mülkiyet veya diğer aynı hakların borçlu namına tescili alacaklı tarafından istenebileceği belirtilmekte olup miras hissesinin ancak tescille birlikte haczedilebileceğine ilişkin bir düzenleme yer almamaktadır.
4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 575. maddesi uyarınca miras; miras bırakanın ölümü anında açılır. Aynı Yasa’nın 580. maddesi gereğince de mirasçı olabilmek için mirasbırakanın ölümü anında mirasa ehil olarak sağ olmak şarttır. Murisin ölümü ile miras hakkı kazanılacağından borçlunun murisinden intikal eden gayrimenkuller üzerindeki miras hissesinin haczi mümkündür. O halde haczin kaldırılmasına yönelik şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken talebin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.”[1]
Miras ortaklığında borçlunun diğer mirasçılarla birlikte malik olduğu bir taşınmaz bulunmaktaysa, bu taşınmaz üzerindeki hissenin haczi, tıpkı taşınmazların haczinde olduğu gibi, icra dairesinin tapu sicil müdürlüğüne haczi bildirmesi ile olur. Yapılan haciz bildirimi üzerine tapu sicil müdürlüğü, borçlu mirasçının miras hissesine ilgili şerhi verir.
Şayet mirasın konusu taşınır bir mal ise, icra dairesi borçlu mirasçı tarafından o malın başkasına devrini engellemek için gerekli tedbirleri alır. Taşınır mal diğer hissedarlara yediemin olarak bırakılır.
Mirasçının reddi miras yapmış olması halinde miras hissesi üzerine haciz konulması mümkün olmaz. Aşağıdaki Yargıtay kararı konuyla ilgilidir;
“Alacaklı tarafından borçlu … hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan icra takibinin kesinleşmesinden sonra, şikayetçinin icra mahkemesine başvurusunda; kendisinin de miras hissesinin bulunduğunu, taşınmazın, borçlu kardeşi …’nın murisi annesi …’dan intikal edecek hissesine 24.02.2016 tarihinde haciz konulduğunu, borçlu …’nın mirasın reddine ilişkin mahkeme kararının dikkate alınmaksızın konulan miras hisse haczinin hukuki olmadığını ileri sürerek haczin kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir.
HMK’nun dava şartlarını düzenleyen 114/1. maddesinin (h) bendinde, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmasının gerektiği ifade edilmiştir. TMK’nun 611/1. maddesinde ise; ”Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse, onun payı, miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi, hak sahiplerine geçer” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, … 4. Sulh Hukuk Mahkemesince muris …’nın mirasının yasal mirasçılarından borçlu … tarafından reddedildiğinin tespitine karar verildiği ve anılan kararın 25.03.2016 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Yukarıda değinilen TMK’nun 611/1. maddesi uyarınca; mirası reddeden borçlunun miras payının, miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi yasal mirasçılarına geçeceği kuşkusuzdur.
O halde, mahkemece, borçlu …’nın mirası reddinden sonra, borçlunun miras payının, şikayetçi kardeşi …’a intikal edip etmeyeceği araştırılarak ve dolayısıyla şikayetçinin, konulan haczin kaldırılmasına yönelik şikayette bulunmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı tespit edilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.”[2]
Bir başka kararda Yargıtay, mirası reddeden mirasçıların hisseleri üzerine konulmuş hacizlerin kaldırılmasında hukuki yararlarının kalmadığını ifade etmiştir;
“Somut olayda, borçluların murislerinden intikal eden taşınmazlar ile …/…/ 030 plakalı araçtaki hisselerine icra müdürlüğünce haciz şerhi konulduğu, borçluların, Kayseri 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin…..tarih ve ……sayılı kararını icra müdürlüğüne sunarak, murislerinden kalan mirası reddettikleri gerekçesi ile söz konusu hacizlerin kaldırılmasını talep ettikleri, müdürlükçe talebin kabulü ile ilgili tapu müdürlüğüne müzekkere yazılarak mahcuz taşınmazlardaki haciz şerhinin kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
HMK’nun dava şartlarını düzenleyen 114.maddesinin (h) bendinde; davacının dava açmakta hukuki yararının olması gerektiği belirtilmiştir.
Somut olayda, şikayetçilerin Kayseri 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 21.10.2013 tarih ve 2013/1445-1525 sayılı kararıyla babaları muris A. K.’ın mirasını kayıtsız şartsız reddettikleri anlaşılmış olup, bu aşamadan sonra taşınmazlar ve araç üzerinde herhangi bir tasarruf hakları kalmamıştır. Tasarruf hakkının olmadığı mallardaki haczin kaldırılmasında artık borçluların hukuki yararı bulunmamaktadır.
Öte yandan, icra müdürlüğünün, yasa tarafından kendisine tanınan takdir hakkı sınırlı olup, alacaklının talebi olmaksızın haczi kaldırma yetkisi bulunmamaktadır.
Bu durumda mahkemece, icra müdürünün re’sen haczi kaldırma yetkisi olmadığı gibi borçluların haczin kaldırılmasını istemekte hukuki yararlarının da bulunmadığı nedenleriyle şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile şikayetin kabul edilmiş olması isabetsiz ise de, sonuçta istem kabul edilerek şikayet konusu müdürlük işlemi iptal edildiğinden sonucu itibariyle doğru olan mahkeme kararının onanması gerekmiştir.”[3]
SONUÇ
Alacaklının talebi üzerine borçlunun miras hissesi üzerine haciz konulması mümkündür. Miras hissesinin haczi ile, varsa miras konusu şeyin gelirleri ve mirasın paylaşımı sonucunda hisseye düşecek olan tasfiye payı haczedilmiş olur. Miras hissesinin haczi konusunda daha ayrıntılı bilgi için sitemizdeki diğer içerikleri ziyaret edebilir, daha fazlası için ekibimizle iletişime geçebilirsiniz.
Saygılarımızla.
Solmaz Hukuk ve Danışmanlık Ekibi.
REFERANSLAR
KURU, Baki, (2016), İcra ve İflâs Hukuku, Legal Yayıncılık, s.170-171.
PEKCANITEZ, Hakan/ATALAY, Oğuz/SUNGURTEKİN ÖZKAN, Meral/ÖZEKES, Muhammet, (2015), İcra ve İflâs Hukuku, Yetkin Yayıncılık, s. 214.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, 2014/7087 E., 2014/9427 K.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, 2016/31628 E., 2018/4003 K.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, 2014/7898 E., 2014/11222 K.
[1] Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, 2014/7087 E., 2014/9427 K.
[2] Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, 2016/31628 E., 2018/4003 K.
[3] Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, 2014/7898 E., 2014/11222 K.
Leave a Reply
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.