LİMİTED ŞİRKETLERDE MÜDÜRLERİN GÖREV VE YETKİLERİ

Limited şirketlerde yönetim yetkisi müdür sıfatını taşıyan tek bir kişiye veya birden fazla kişiye aittir. Müdür veya müdürler şirket ortakları arasından seçilebildiği gibi, tamamen şirkete yabancı bir kişinin de müdür olarak seçilmesi kanunen mümkündür. Limited şirketin yönetim organı olarak müdür veya müdürlerin şirkette birtakım görev ve yetkileri bulunmaktadır. Bunlardan bir kısmı Türk Ticaret Kanunu’nda müdür veya müdürlerin devredilemez ve vazgeçilemez nitelikteki görev ve yetkileri olarak düzenlenmiştir. yine şirket sözleşmesinde bu konuyla ilgili düzenleme getirilmesi mümkündür.

Bu bültende bir limited şirkette müdür veya müdürlerin fonksiyonu ele alınmış, yetki alanları konusunda genel nitelikte açıklamalarda bulunulmuştur.

1)      Limited Şirketlerde Yönetim

Limited şirketlerin yönetim ve temsili konusunun şirket esas sözleşmesinde düzenlenmesi gerekmektedir. Nitekim, Türk Ticaret Kanunu’nun 623. maddesine göre, “Şirketin yönetimi ve temsili şirket sözleşmesi ile düzenlenir. Şirketin sözleşmesi ile yönetimi ve temsili, müdür sıfatını taşıyan bir veya birden fazla ortağa veya tüm ortaklara ya da üçüncü kişilere verilebilir.” Limited şirketlerde yönetim yetkisini elinde bulunduran organ olarak müdür veya müdürlerin ya şirket esas sözleşmesinde belirlenmesi ya da genel kurul kararıyla seçilmesi ve ardından ticaret siciline tescil edilmesi gerekmektedir.

Limited şirketin yönetim organı olma sıfatıyla, müdürler, kanunda veya şirket esas sözleşmesinde genel kurula bırakılmamış bulunan yönetime ilişkin tüm konularda karar almaya ve bu kararları yürütmeye yetkilidirler. Bu yönüyle şirketin hem yönetim hem de  yürütme organı olma özelliği gösterirler.

2)      Müdürlerin Devredilemez ve Vazgeçilemez Nitelikteki Yetkileri

Türk Ticaret Kanunu’nun yeni formunda, şirkette organlar arasında fonksiyon bakımından bir ayrıma gidilmiş, organlar arasında güç yönünden denklik ilkesi benimsenmiştir. Artık kanun sistematiği ve limited şirket organ şeması içinde genel kurulun her konuda yetkili olduğu ve bütün kararları alabilme yetkisine sahip bulunduğu kabulünden vazgeçilmiştir.

Nispeten yeni bir hüküm olan Türk Ticaret Kanunu’nun 625. maddesinde, limited şirketlerde müdür veya müdürler kurulunun devredilemez ve vazgeçilemez yetkileri şöyle sıralanmıştır;

  • Şirketin üst düzeyde yönetimi ve gerekli talimatların verilmesi.
  • Şirket yönetiminin bazı bölümleri kendilerine devredilmiş bulunan kişilerin, kanunlara, şirket sözleşmesine, iç tüzüklere ve talimatlara uygun hareket edip etmediklerinin gözetimi.
  • Kanun ve şirket sözleşmesi çerçevesinde şirket yönetim örgütünün belirlenmesi.
  • Şirket finansal tablolarının, yıllık faaliyet raporunun ve gerekli olduğu takdirde topluluk finansal tablolarının ve yıllık faaliyet raporunun düzenlenmesi.
  • Genel kurul toplantısının hazırlanması ve genel kurul kararlarının yürütülmesi.
  • Şirketin yönetimi için gerekli olduğu takdirde, muhasebenin, finansal denetimin ve finansal planlamanın oluşturulması.
  • Küçük limited şirketler hariç, risklerin erken teşhisi ve yönetimi komitesinin kurulması.
  • Şirketin borca batık olması durumunun mahkemeye bildirilmesi

Yukarıda sayılan görev ve yetkilerle ilgili şirket bünyesinde yer alan farklı bir organın ya da kişinin yetkili kılınması mümkün değildir. Müdürler, bu yetkileri ne esas sözleşmeyle ne de bir kararla genel kurula veya kurulacak sair kurul, organ veya komitelere devredebilir. Müdürlerin bu yetkilerden feragat etmesi de yasaktır. Çünkü hüküm emredici nitelik taşımaktadır. Ancak Kanun maddesinin devamında; şirket sözleşmesinde, müdürün veya müdürlerin; aldıkları belirli kararları ve münferit sorunları, genel kurulun onayına sunmaları gereğinin öngörülebileceği düzenlenmiştir. Fakat böylesi bir onay aşaması konsa dahi, bu durum alınan kararlar konusunda genel kurul onayının müdürlerin sorumluluğunu ortadan kaldıramayacak ve sınırlandırmayacaktır. Bir başka deyişle asli yetki ve sorumluluk hâlâ müdürlere aittir.

4) Üst Düzey Yönetim Kavramı

625. maddenin 1. fıkrasının ilk bendinde yer alan “üst düzey yönetim”den ne anlaşılması gerektiği konusunda bir parantez açmak gerekirse, Kanun gerekçesinde[1] yer alan nitelendirmeden faydalanmak gerekecektir. Buna göre; “Üst düzeyde yönetim” ile kastedilen, genel işletme politikası başta olmak üzere, yatırım, finansman, temettü gibi politikaların hedeflerinin karara bağlanması, bunlara ulaşılması için seçilen araçların gösterilmesi, hedeflere ulaşılıp ulaşılmadığının veya ulaşılıp ulaşılmayacağının belirlenmesi, bütçe uygulamasının kontrolü ve stratejilerin tespitidir. Politikalara ve hedeflere ulaşılmasına ilişkin kararlar ve stratejilerin uygulanması ile ilgili talimatlar da müdür veya müdürler kurulu tarafından verilebilir.”

5) Birden Fazla Müdürün Varlığında Görev Dağılımı

Şayet şirketin birden fazla müdürü bulunmaktaysa, bunlardan biri, şirketin ortağı olsun ya da olmasın, genel kurul tarafından müdürler kurulu başkanı olarak atanır.  Şirkette tek müdürün bulunması hâlinde bu kişi, birden fazla müdür varsa müdürler kurulu başkanı, genel kurulun toplantıya çağrılması ve genel kurul toplantılarının yürütülmesi konularında yetkilidir. Bu kişiler aynı zamanda genel kurul başka yönde bir karar almadığı ya da şirket sözleşmesinde farklı bir düzenleme yer almadığı takdirde, tüm açıklamaları ve ilanları yapmaya da yetkilidir(TTK m.624).

6) Limited Şirketlerde Temsil

Limited şirketi temsile müdür veya müdürler yetkilidir. Müdürlerin sahip olduğu temsil yetkilerinin kapsamına, yetkinin sınırlandırılmasına, imzaya yetkili olanların belirlenmesine, imza şekli ile bunların tescil ve ilanına anonim şirketlere ilişkin ilgili hükümler kıyas yolu ile uygulanmaktadır.  İlgili hükmün birinci fıkrasına göre, anonim şirketi temsile yetkili olanlar, şirketin amacına ve işletme konusuna giren her tür iş ve hukuki işlemleri şirketin adına yapabilir. Hükmün birinci fıkrasında işletme konusundan bahsedilse de Türk Ticaret Kanunu’nun yeni versiyonunda şirketi temsil yetkisi konusunda “ultra vires” (yetki aşımı) kuralı kaldırılmıştır. Hemen ikinci fıkrada da bu konudaki düzenlemeye yer verilmiştir. Buna göre artık temsil yetkisi şirketin sadece işletme konusuna göre belirlenmemektedir. Eş söyleyişle, şirketin amacı ve işletme konusuna girmeyen işlemler de şirketi bağlayacağından ve üçüncü kişilere karşı şirket bu işlemle sorumlu olacağından, temsil yetkisinin sınırını aşan temsilciye şirketin rücu hakkı bulunmaktadır. bu durumun istisnası, üçüncü kişinin, işlemin işletme konusu dışında bulunduğunu bildiği veya durumun gereğinden, bilebilecek durumda bulunduğunun ispat edilmesidir. Bu halde işlem şirketi bağlamayacaktır. Ancak, bu hususun ispatı açısından şirket esas sözleşmesinin ilan edilmiş olması, tek başına yeterli delil olarak kabul edilmemektedir.

Şirketi temsile yetkili olanların temsil şekillerini ve isimlerini gösteren kararın mutlaka ticaret siciline tescil ve ilan edilmesi gerekmektedir. Temsilcilerin temsil şekli yani temsil yetkilerinin sınırları ve kapsamı sınırlandırılarak ticaret siciline tescil edilse de bu durum şirketle işlem yapan iyiniyetli kişileri bağlamayacaktır. Zira, ticaret siciline sadece temsil yetkisinin çifte imza (veya birlikte imza) ile sınırlandırıldığı ya da merkez yahut şube işleriyle sınırlandırıldığı hususu tescil edilebilir. Diğer konularda yapılacak bir tescilin üçüncü kişilere karşı hiçbir hükmü olmaz. Uyuşmazlık halinde müdürlerin temsil yetkisinin kapsamı ticaret siciline yapılan tescil ve Ticaret Sicili Gazetesi’nde yapılan ilana göre belirlenir;

dava dışı şirketin ….tarihinde Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edilerek kurulduğu, esas sözleşmesine göre kurucu ortakların …, … ve … olduğu, her üç kurucu ortağın da şirket müdürü olarak 3 yıllığına atandığı ve şirketin müdürlerden ikisinin atacağı müşterek imza ile temsil ve ilzam olunacağının düzenlendiği, Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gelen evraklardan şirketin temsiline ilişkin başkaca bir kararın bulunmadığı, buna göre dava dışı şirketi müdür olarak esas sözleşmede belirtilen kurucu ortakları temsil ettiği ve çeklerde dava dışı şirket adına atılı bulunan ciro imzalarının geçerli olduğu, 139.000.- TL bedelli çek dışındaki çeklerde şirket adına tek imza ile ciro bulunduğu, şirket müdürleri tarafından ciro imzasına ve temsile ilişkin bir itiraz ileri sürülmediğinden eksik temsil kabul edildiği…,”[2]

Limited şirket tek ortaklıysa, şirket ile bu ortak arasında yapılacak sözleşmelerde, sözleşmenin yapılması sırasında şirket tek ortak tarafından ister temsil edilsin ister edilmesin, bu ortak ile şirket arasında yapılan sözleşmenin geçerli olması, sözleşmenin yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır. Bu zorunluluk, piyasa şartlarına göre günlük, önemsiz ve sıradan işlemlere ilişkin sözleşmelere uygulanmaz.

Son olarak, görevden alma, yönetim ve temsil yetkisinin geri alınması ve sınırlandırılması yetkisi genel kurula aittir. Genel kurul, müdürü veya müdürleri görevden alabilir, yönetim hakkını ve temsil yetkisini sınırlayabilir.

SONUÇ

Limited şirketlerde yönetim ve temsil yetkisi müdür veya müdürler kuruluna aittir. Kural olarak temsile yetkili kişilerin ister işletme konusuna girsin isterse girmesin, şirketle ilgili ve şirket adına yapacağı işlemlerden limited şirket sorumlu olur. Bunun aksinin ileri sürülmesi ve ispat edilmesi istisnai durumlarda mümkündür. Konu, şirketin temsilci tarafından yapılan işlemlerden sorumluluğunu ve rücu hakkını ilgilendirmesi nedeniyle önem arz etmektedir.

Müdür veya müdürler kurulunun yönetim ve temsil yetkisi kapsamındaki hukuksal soru ve sorunlarınız için ekibimizle iletişime geçebilirsiniz.

Saygılarımızla.

Solmaz Hukuk ve Danışmanlık Ekibi.

REFERANSLAR

ALTAŞ, Soner, (2016), Türk Ticaret Kanununa Göre Limited Şirketler, Seçkin Yayıncılık, s.152-162.

BİLGİLİ, Fatih/DEMİRKAPI, Ertan, (2013), Şirketler Hukuku Dersleri, Dora Yayıncılık, s.396-399.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 2020/2031 E., 2021/3467 K.

Türk Ticaret Kanunu.

Ticaret Sicili Yönetmeliği.


[1] (madde 375 anonim şirket yönetim kurulu hakkındaki gerekçenin uyarlanmış formudur. Sermaye şirketlerinde yönetim çok farklılık arz etmemekte olduğundan üst düzey yönetimden anlaşılması gereken de benzerdir.)

[2] Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 2020/2031 E., 2021/3467 K.