Limited Şirketin Borçlarından Ortakların Sorumluluğu ve Sınırları

 

Özet: Limited şirketlerin borçlarından dolayı tüzel kişilik tüm mal varlığı ile sorumlu iken; ortakların şirkete karşı olan borçları sınırlı tutulmuştur.  Limited Şirketlerde kamu alacakları dışında ortakların şirket borçlarından sorumlu olmadığı ilkesi benimsenmiştir. Şirket sözleşmesinde kararlaştırılarak ek ödeme ve yan edim yükümlülükleri de getirilebilir. Ortak, şirket adına borç ödemesi halinde şirkete karşı alacaklı konumuna geçer. 

 

Giriş:

6102 Sayılı Ticaret Kanunu ile Limited şirket ve ortaklarının şirket borçlarından sorumluluğu ve sınırları açıkça belirlenmiştir. Limited şirket ve ortakları borçlardan dolayı sınırlı sorumlu olduklarından korunaklı bir konumdadırlar. Buna karşın, şirket sözleşmesi ile ek yükümlülükler ve yan edimler kararlaştırılabilir. Ortağın sınırlı sorumluluğunun istisnasını kamu borçları oluşturmaktadır. Ortak kamu borçlarından dolayı ikincil derecede sorumludur. Bu yazımızda değineceğimiz başlıca hususlar; Limited şirketin ve ortağın borçları ve sorumlulukları, ortağın sermaye koyma yükümlülüğü, ortağın kamu borçlarından sorumluluğu, ortağın şirket adına ödeme yaparak şirkete karşı alacaklı konumuna gelmesine ilişkindir.

1. Limited Şirketin Borçlarından Sorumluluğu

Limited şirket, borçlarından dolayı yalnızca sahip olduğu mal varlığı ile sorumludur. Limited Şirket’e borçlarından dolayı sınırlı olarak sorumlu denilmesinin temel sebebi budur.

Türk Ticaret Kanunu Madde 602; ‘‘Şirket, borç ve yükümlülükleri dolayısıyla sadece malvarlığıyla sorumludur.’’ şeklinde düzenlenmiştir. Kanun, Limited Şirketler bu sınırlı sorumluluğunu açık bir şekilde düzenlemiştir.

Madde gerekçesinde, borç ve yükümlülük kavramlarının geniş yoruma müsait olduğu belirtilmiştir. Bu madde doğrultusunda Limited şirketin sorumluluk sınırı kesin olarak çizilmiştir.

2. Limited Şirket Ortağının Borçları

Limited şirket ortakları şirkete karşı yalnızca taahhüt etmiş oldukları esas sermaye paylarını ödemekle yükümlüdürler. Bir diğer deyişle ortağın şirkete karşı asli borcu taahhüt ettiği sermayeyi ödemesidir. Ortakların şirkete sermaye taahhüt borçları, şirket organlarından birisinin alacağı karar ile kaldırılamaz. Ancak burada bahsi geçen borç, ortakların şirkete karşı olan borcudur, şirket alacaklılarına karşı olan bir sorumluluk olarak değerlendirilmemelidir.

Türk Ticaret Kanunu Madde 573/2; ‘’Ortaklar, şirket borçlarından sorumlu olmayıp, sadece taahhüt ettikleri esas sermaye paylarını ödemekle ve şirket sözleşmesinde öngörülen ek ödeme ve yan edim yükümlülüklerini yerine getirmekle yükümlüdürler’’ denilmektedir.

Türk Ticaret Kanunu Madde 128/1; ‘‘Her ortak, usulüne göre düzenlenmiş ve imza edilmiş şirket sözleşmesiyle koymayı taahhüt ettiği sermayeden dolayı şirkete karşı borçludur.’’

Limited şirket ortağının ödemiş olduğu sermaye bedeli kendisine iade edilemez. Bu durumun tek istisnası esas sermayenin azaltılması halidir.

Türk Ticaret Kanunu Madde 601/1; ‘‘Esas sermayenin azaltılması hâli hariç, ortaklara, esas sermaye payı bedeli geri verilemeyeceği gibi, ortaklar bu borçtan ibra da olunamazlar.’’

Ortaklar sermaye koyma borcunu ancak şirkete karşı ödeyebilirler. Ortaklık alacaklılarının bakiye sermaye koyma borcu için, pay sahiplerine başvurma hakları yoktur. Bu da doğaldır. Çünkü pay sahipleri, sadece Limited ortaklık tüzel kişiliğine karşı borç altına girmişlerdir. Yani borç ilişkisi ortaklarla Limited ortaklık tüzel kişiliği arasında doğmaktadır. Bu nedenle ortaklık alacaklıları, ortaklıktan olan alacaklarını tahsil amacıyla ortaklara başvurarak onlardan sermaye borçlarının ödenmeyen kısımlarını isteyemezler. Ortaklardan bakiye nakdi sermaye koyma borcunu talep etme hususunda Limited ortaklığın idare ve temsil organı konumunda bulunan müdürler yetkilidir.

Şirket, her ortağın sermaye koyma borcunu yerine getirmesini isteyebileceği ve dava edebileceği gibi, yerine getirmede gecikme sebebiyle uğradığı zararın tazminini de isteyebilir. Tazminat istemi için ihtar şarttır. Zamanında ifa edilmeyen sermaye para ise, ana sözleşmede aksine hüküm bulunmadığı takdirde şirketin tescili anından itibaren temerrüt faizi de ödenir. Uygulamada ise en çok görülen konulardan biri şirket kurulduktan sonra ödenmemiş sermeyenin ödenmesi konusunda ortaya çıkmaktadır. Ortağın şirket kurulurken ödemesi gereken sermaye borcu, hisse devri sonrasında dahi ihtilafa neden olmaktadır.

2.1. Limited Şirket Ortağının Kamu Alacaklarından Doğan Sorumluluğu

Limited şirketlerde kural ortağın yalnızca sermaye borcundan sorumluluğu ise de amme alacakları bakımından bir istisna getirilmiştir. Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanuna göre, şirket ortağı, ortaklıktan tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen kamu alacaklarından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumludurlar. Ortak bakımından bu sorumluluk ikinci derecededir. Birinci derece sorumluluk Limited şirkete aittir. 

Madde 35 – (Değişik: 22/7/1998 – 4369/ 21 md.) Limited şirket ortakları, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar.

Adı anılan kanuna göre kamu alacağı kavramı çok geniş tutulmuştur. Dolayısıyla kamu alacağı bakımından yalnızca vergi borçları anlaşılmaması gerekmektedir. Limited şirkete amme alacağı dolayısıyla başvurabilecek kurumlar da geniş yorumlanmalıdır. Devlet, il özel idareleri ve belediyeler amme alacağı dolayısıyla Limited şirket ortaklarına başvurabileceklerdir.

Amme alacağı kavramı, kanunun 1 ve 2.maddesi kapsamına giren alacaklar olarak belirtilmiştir. Bu düzenlemelere bakıldığında, kamu alacağı kavramı sadece vergi alacaklarını değil, ayrıca özellikle devlete ve diğer kamu kurumlarına (ve bu arada Sosyal Güvenlik Kurumuna da- Bk. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 88/XVI) ait resim, harç, vergi cezası, par cezası, prim alacakları ve de bunların takip masraflarını kapsar. Dolayısıyla bu nitelikteki Limited ortaklığın kamu borçları nedeniyle, kanuni şartlar oluşursa söz konusu Limited ortaklığın ortaklarına da başvurulabilmesi olanaklıdır.

Kamu tarafından amme alacağının tahsili için öncelikle şirkete başvurulacak ve şirketten tahsil edilememesi durumunda ortağa başvurulacaktır. Ortağa başvurabilmenin temel şartı Limited şirkete başvurulması ve alacağın şirketten tahsil edilememiş olmasıdır. Doktrinde bu tahsil edilememe durumunun aciz fişi veya vesikası ile belirlenmiş olması gerektiği ifade edilmektedir.

Limited şirket ortağına kamu borçları nedeniyle başvurulması durumunda ortağın yönetici olup olmadığına bakılmaz. Ortaklık vasfına haiz olması ortağa başvurulabilmesi için yeterlidir. 

Limited şirket ortağının kamu borçlarından sorumluluğuna ilişkin olarak yapmış olduğumuz açıklamalar minvalinde olan bir Yargıtay kararını paylaşmanın konunun daha iyi anlaşılması açısından önemli olduğunu düşünmekteyiz.

Somut olayda, mahkemece davacının şirket yöneticisi olmadığı gerekçesine dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de, Limited şirketten tahsil edilemeyen amme alacaklarından ortakların hissesi oranında sorumlu olacakları hususu dikkate alınmadan, ayrıca Kurum tarafından şirket hakkında takip yapılıp yapılmadığı, takip yapılmışsa sonuçsuz kalıp kalmadığı hususları araştırılmadan sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, öncelikle uyuşmazlığa konu olan alacaklarla ilgili olarak Kurum tarafından şirket hakkında takip yapılıp yapılmadığı, takip yapılmışsa sonuçsuz kalıp kalmadığı hususlarını araştırmak, eğer takip yapılmış ve sonuçsuz kalmış ise Limited şirket ortağının hissesi oranında sorumlu olacağı hususları dikkate alınarak sonucuna göre karar vermekten ibarettir (Yargıtay 21.HD. 2015/13459 E, 2015/19295 K.)

Ortağın sermaye payını devretmesi halinde şirketin kamu borçlarından sorumluluğu devam edecektir. Payı devralan ve devreden ortağın müteselsil sorumlu olacakları düzenlenmiştir. Payın devrinden sonra ortaya çıkabilecek kamu alacakları bakımından ise yalnızca devralan ortak sorumludur. 

Değinilmesi gereken bir diğer önemli nokta ise, kamu borçlarının doğma ve ödenme zamanlarında pay sahiplerinin farklı olduğu durumlardır. Böyle bir durumda amme alacağının ödenmesi bakımından devralan ve devreden müteselsilen sorumludur.

2.3 Limited Şirket Ortağının Ek Ödeme ve Yan Edim Yükümlülüğü

Kural olarak ortağın borcu yalnızca taahhüt etmiş olduğu sermayeyi şirkete ödemektir. Bununla birlikte Limited şirket ortakları, şirket sözleşmesiyle esas sermaye payı bedeli dışında ek ödeme ile de yükümlü tutulabilirler. Ancak ek ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmesi bazı şartların varlığına tabi tutulmuştur. Bu şartlar:

a) Şirket esas sermayesi ile kanuni yedek akçeler toplamının şirketin zararını karşılayamaması, 

b) Şirketin bu ek araçlar olmaksızın işlerine gereği gibi devamının mümkün olmaması, 

c) Şirket sözleşmesinde tanımlanan ve özkaynak ihtiyacı doğuran diğer bir hâlin gerçekleşmiş bulunması.

Netice olarak Limited şirket ortağının ek ödeme yükümlülüğünden sorumluluğu bu hususun şirket ana sözleşmesinde açıkça öngörülmesi ve belirtilen şartların gerçekleşmesi halinde mümkündür. Şartların varlığı halinde şirket müdürleri tarafından ek ödemelerin yerine getirilmesi ortaklardan istenir.

Türk Ticaret Kanunu’nun 603.maddesinde düzenlenen ek ödeme yükümlülüğünün amacı madde gerekçesinde; ‘‘finansal yönden kötü duruma düşen, bilanço açığı bulunan şirkete ortakların yapacakları ek ödemelerle yardımcı olmalarıdır.’’ şeklinde ifade edilmiştir.

Ek ödeme yükümlülüğü şirket sözleşmesinde ancak esas sermaye payını esas alan belirli bir tutar olarak öngörülebilir. Bu tutar esas sermaye payının itibari değerinin iki katını aşamaz.

Şirket sözleşmesinde, şirket işletme konusunun gerçekleşmesine katkı sağlayabilecek yan edimler yükümlülükleri de getirilebilir. Yan edimler bir kısım esas sermaye paylarına veya pay kategorilerine yüklenebilen veya payların tümüne yönelik olan yapma, yapmama, katlanma, kullandırma edimleridir. Süt, pancar, şeker kamışı, meyve gibi ham ve/veya işlenmiş ürünlerin teslimi, park yeri veya depo yeri sağlanıp kullandırılması, taşıma gibi hizmetlerin sunulması ve benzeri edimler yan edimlerin konusunu oluşturabilir.

3. Limited Şirketin Borcunu Ödeyen Ortağın Şirkete Karşı Alacaklı Olması

Ortağın, amme alacakları dışında, şirketin üçüncü kişilere olan borçları nedeniyle şahsi mal varlığı ile sorumluluğu bulunmamaktadır.

Ortaklar şirket borçlarından sorumlu olmamalarına rağmen, şirketin borçları için ödeme yapmış olabilirler. Örneğin bir ortak, şirketin elektrik, su veya doğalgaz borcunu bizzat ödemiş olabilir. Bu durumda şirket borcunu ödeyen ortak, alacaklı konumuna gelecektir. 

Ortak, şirket adına böyle bir ödeme yapmış ise, alacağını ancak şirket tüzel kişiliğinden talep edebilir. Yani diğer ortakların şahsi sorumluluğu ileri sürülerek, bu alacağın diğer ortaklardan talep edilebilmesi mümkün değildir.

Katıldığımız doktrindeki görüş; ortaklık alacakları yalnızca ortaklığın mamelekine başvurarak alacaklarını tahsil ederler. Ortaklık alacaklısı kavramı geniş anlaşılmalıdır. Sadece üçüncü kişiler değil, duruma göre örneği ortaklığın borcunu ödeyen ortaklar da ortaklık alacaklısı kavramı içerisinde değerlendirilmelidir. Dolayısıyla ortaklığın borcunu ödeyen ortaklar, bu alacakları için diğer ortaklara değil, sadece Limited ortaklığa başvurmalıdırlar. Ortaklık tasfiye aşamasında olsa bile bu ilkeler geçerliliğini korumaktadır.

Bizim de katıldığımız doktrinin görüşü Yargıtay’ın vermiş olduğu bir kararla desteklenmiştir. ‘‘Limited şirketlerde ortağın asli borcu, taahhüt ettiği sermayeyi ödemekten ibarettir. Sermaye borcu da ortaklık sözleşmesi ile ortaklığa karşı yüklenilen borcu ifade etmektedir. Kural olarak Türk Hukukunda ortaklar, Limited şirketin borçlarından sorumlu değildirler. Bu durum karşısında, şirket adına ödeme yapan davacı ortağın alacağını ancak şirket tüzel kişiliğinden talep edebileceği, davalı ortakların talep edilen alacak nedeniyle şahsi sorumluluklarının bulunmadığı dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın davalı ortaklar yararına bozulması gerekmiştir.’’ şeklinde ifade edilmiştir. (Yargıtay 11. HD. 2015/10450 E., 2016/5193 K)

Sonuç: Limited şirketin ve ortağın sorumluluğu sınırlı olarak belirlenmiştir. Kural olarak Limited şirketler borçlarından dolayı malvarlığıyla, ortak ise şirkete karşı taahhüt etmiş oldukları sermaye bedelini ödemekle yükümlüdürler. Ortağın bu sınırlı sorumluluğunun istisnası şirketin amme borçlarında ortaya çıkmaktadır. Kamu kurumlarının amme alacaklarını şirketten tahsil edememesi halinde diğer şartların da varlığı halinde ikincil derece sorumlu olan ortağa başvurma hakları vardır. Şirket sözleşmesi ile ortağa ek ödeme ve yan edim yükümlülükleri getirilebilir. Bununla birlikte ortağın şirketin borçlarını ödemesinde bir sakınca bulunmamaktadır. Nitekim şirket borcunu ödeyen ortak şirketten alacaklı olur ve bu ödemesini ancak şirkete karşı ileri sürebilir. Ortağın bu ödeme nedeniyle şirketin diğer ortaklarına başvurma hakkı yoktur.

Leave a Reply