Limited şirketlerde genel kurul kararı alınarak şirketle ilgili önemli konularda şirket iradesinin ortaya konulması belli şekil şartlarına ve usule tabi tutulmuştur. Eğer Kanun’da(Türk Ticaret Kanunu ve ilgili olduğu ölçüde Türk Borçlar Kanunu) veya şirket esas sözleşmesinde yer alan hükümlere aykırı şekilde bir genel kurul toplantısı yapılmış ve bu toplantıda yine Kanun veya şirket sözleşmesindeki hükümlere aykırı kararlar alınmışsa, bu kararlar geçersiz olur.
Genel kurul kararlarının geçersizliği çok çeşitli sebeplere ve konulara dayanmaktadır. Geçersizlik durumlarının hepsi aynı yaptırıma tabi tutulmamıştır. Bir kısmı kararın baştan itibaren yok sayılmasını gerektiren yokluk ve butlan yaptırımlarına; bir kısmı ise kararın mahkemece iptal edildiği tarihten itibaren yok sayılmasını gerektiren iptal yaptırımına tabi tutulmuştur.
Bu bültende genel kurul kararlarının hangi durumlarda geçersiz olduğu ve bu kararların geçersizliğini ortakların dava yoluyla nasıl ileri sürebileceğine ilişkin açıklamalarda bulunduk. Belirtelim ki limited şirket genel kurul kararlarının geçersizliği hakkında Kanun’da ayrıca düzenleme yapılmamış olup, bu konuda anonim şirketlere ilişkin hükümlerin geçerli olacağı düzenlenmiştir. Aşağıdaki açıklamalar da bu doğrultuda ve yargı kararları ışığında yapılan incelemelere dayanmaktadır.
1) Limited Şirket Genel Kurul Kararlarının Geçersizlik Halleri
Genel kurul kararlarının geçersizliği karşımıza farklı şekillerde çıkar. Bunların bir kısmı Kanun’da öngörülen geçersizlik halleri olup bir kısmı ise Yargıtya tarafından içtihatlarla kabul edilen geçersizlik durumlarıdır. Buna göre geçersizlik hâllerini şöyle sıralayabiliriz;
- Yokluk
- Butlan
- İptal edilebilirlik
- Askıda hükümsüzlük
Yokluk ve butlan, bir hukuki işlemin baştan itibaren geçersiz olması ve sonradan da geçerli hale getirilmesinin mümkün olmaması anlamına gelmektedir. Her iki geçersizlik halinin de sonuçları birbirine benzer şekilde olup, geçmişe etkili olarak kararın yok sayılmasını gerektirir. Ancak bu geçersizlik hallerinin sebep ve konuları birbirinden farklıdır.
İptal edilebilirlik yaptırımında ise ortada bir genel kurul vardır ve bu karar kanuna, esas sözleşmeye veya dürüstlük kuralına aykırılık nedeniyle dava açılması halinde iptal ettirilmesi mümkün olan kararlardır.
Askıda hükümsüzlük durumu, genel kurul kararının şarta bağlandığı durumlarda söz konusu olabilir. Şart gerçekleşmeden önceki aşamada genel kurul kararının askıda hükümsüz olduğu kabul edilir. Şart gerçekleşince genel kurul kararı geçerli hale gelir.
Aşağıda genel kurul kararlarının yokluk ve butlan nedenleriyle geçersiz olamaları halleri ve birbirinden farklılıkları detaylı şekilde açıklanmıştır. İptal edilebilir olan genel kurul kararları ve iptal davası açılması ise “LİMİTED ŞİRKETLERDE GENEL KURUL KARARLARININ İPTALİ DAVASI” konulu bültenimizde ayrıca ele alınmıştır. Sitemizden bültene erişim sağlayabilirsiniz.
2) Limited Şirket Genel Kurul Kararlarının Yokluk Yaptırımına Tabi Olması
Bir hukukî işlemin kurucu unsurlarındaki eksiklik hukukta “yokluk” olarak isimlendirilir. Genel kurul kararları da bir tür hukukî işlem olduğundan, genel kurul kararının kurucu unsurlarının kararda mevcut olmaması halinde de bu karar yokluk yaptırımıyla karşılaşır. Esasen Türk Ticaret Kanunu’nda genel kurul kararlarının yokluğuna iliişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak borçlar hukuku genel hükümleri gereği doktirnde ve Yargıtay kararlarıyla genel kurul kararlarının da yokluğunun ileri sürülebileceği kabul edilmiştir.
Bir genel kurul kararının oluşabilmesi için iki kurucu unsurun varlığı gerekmektedir. Bunlar;
- Genel kurul toplantısı yapılması
- Toplantıda karar alınmasıdır.
Bunlardan biri olmadan alınan genel kurul kararı yokluk yaptırıına tabidir.
Bir hukukî işlemin yok hükmünde olması demek, o hukukî işlemin hukuk aleminde hiç var olmamış, adeta hiç yapılmamış olması anlamına gelmektedir. Dolayısıyla bir genel kurul kararının da yokluk yaptırımına tabi olması demek, o kararın hiç alınmamış gibi kabul edilmesi, bir hüküm ve sonuç doğrumaması demektir. Bu karara dayanılarak yapılan tüm diğer işlemler de aynı şekilde hükümsüz olacaktır.
2.1) Genel Kurul Kararlarının Yok Hükmünde Olduğu Hâller
Yargıtay içtihatlarında genel kurul kararının yokluk ile geçersiz sayılmasını gerekli kılan hallerden bazı örneklere aşağıda yer verilmiştir;
- Bir toplantı yapılmadan bazı ortakların aralarında düzmece bir karar alması
- Toplantıda birkKarar alınmadığı halde alınmış gibi gösterilmesi
- Toplantı tutanağının imzalanmamış olması
- Kararın Kanun’da belirtilen minimum yeter sayılar oluşmadan alınması(butlan yaptırımına tabi olacağını düşünen yazarlar da bulunmaktadır)
Yargıtay, yokluk yaptırımı hallerini olabildiğince dar tutmaya çalışmaktadır. Bu nedenle ortada bir genel kurul toplantısı ve bu toplantıda alınan bir karar varsa genellikle yokluk değil butlan yaptırımı ihtimali üzerinde durmaktadır. Bu nedenle yokluk hallerini yukarıda sayılan ve benzeri durumlar için geçerli olduğunu söyleyebiliriz.
2.2) Genel Kurul Kararlarının Yokluğunu Kimler, Nasıl İleri Sürebilir?
Genel kurul kararlarının yokluk nedeniyle geçersiz olması halinde bu durum görevli ve yetkili mahkemede bir tespit davası açılarak ileri sürülmelidir. Bu davayı ilgili herkesin açması mümkündür. Örneğin şirket ortakları, şirket alacaklıları, müdürler kurulu ya da müdürlerden biri kararın yokluğunun tespitini dava edebileceği gibi, hâkim de kendiliğinden kararın yok hükmünde olduğuna karar verebilir. Yoklukla geçersiz olan bir karar, mahkeme kararıyla birlikte geçersiz hale gelmemektedir; karar zaten baştan beri geçersizdir, “hukuken yoktur”. Mahkeme bu davada sadece kararın yok hükmünde olduğunu tespit eder ve bırakır.
Genel kurul kararlarının yokluğunun tespiti herhangi bir zamanaşımı süresi ya da hak düşürücü süreyle sınırlı olmaksızın her zaman mahkemeden istenebilir.
3) Limited Şirket Genel Kurul Kararlarının Butlan Yaptırımına Tabi Olması
Butlan, bir hukukî işlemin kurucu unsurlarının var olmasına rağmen, bu işlemin hukuk düzeni tarafından öngörülen geçerlilik koşullarını taşımaması nedeniyle baştan itibaren hiçbir hüküm ve sonuç doğurmamasını ifade eder. Genel kurul kararlarının butlan yaptırımına tabi olması halinde de ortada bir genel kurul kararı hukuken “vardır” ancak bu karar kanunun emredici hükümlerine ve kamu düzenine aykırılık gibi sebeplerle geçersizdir. Butlan yaptırımına tabi olan genel kurul kararları, hukuken baştan itibaren geçersiz olup ölü doğmuş kararlardır ve sonradan da geçerli hale getirilmeleri mümkün değildir.
3.1) Genel Kurul Kararlarının Butlan Yaptırımına Tabi Olduğu Haller
Genel kurul kararlarının hangilerinin butlan yaptırımına tabi olduğu Türk Ticaret Kanunu’nun 447. Maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre genel kurulun özellikle;
- Pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran,
- Pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran,
- Şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan, kararları batıldır.
Görüldüğü gibi, butlan yaptırımına tabi olan genel kurul kararları ortakların vazgeçilmez nitelikteki haklarına tecavüz eden ya da şirketin Kanun’dan kaynaklanan temel yapısına aykırı nitelikteki kararlardır. Yine, genel kurulun butlanla geçersiz kararları sayılanlarla sınırlı olmayıp, Kanun’da “özellikle” ibaresine yer verildiği için bunlardan başka sebeplerin de kararın batıl sayılmasına neden olabileceği düzenlenmiştir.
Aşağıda butlan yaptırımına tabi olabilecek genel kurul kararlarından örneklere yer verilmiştir;
- Pay sahiplerinin sadece bir kısmının genel kurul toplantısına davet edilmesi,
- Pay sahipleri dışındaki kişilerin toplantıya katılması,
- Cebir ve şiddetle ortaklara oy kullandırılmış olması,
- Ortakların genel kurul toplantı yerinde içeri alınmaması,
- Ortakların toplantıda oy kullanmasının engellenmesi,
- Oy hakkının temsilci aracılığıyla kullanılmasını yasaklayan kararlar alınması ya da bu ya da bu yönde sözleşme değişiklikleri yapılması,
- Ortakların karara karşı iptal davası açma haklarının engellenmesine yönelik karar alınması,
- Ortakların bilgi edinme, inceleme ve denetleme haklarının şirket sırrı dışında bir nedenle sebepsiz olarak engellenmesine yol açan kararlar alınması,
- Ortakların şirket borçlarından sorumlu olacağına ilişkin bir genel kurul kararı alınması,
- Şirkete kredi veren bir kişiye ortaklara tanınan hakların tanınması(kâr payı, genel kurula katılma hakkı gibi),
- Yedek akçe ayrılmadan kâr dağıtımı kararı alınması,
- Şirket gerçekte kâr elde etmediği halde fiktif olarak kâr gösterilip dağıtılmasına ilişkin karar alınması,
- Ortaklara usule aykırı şekilde ek ödeme yükümlülükleri getiren kararlar alınması.
3.1) Genel Kurul Kararlarının Butlanını Kimler, Nasıl İleri Sürebilir?
Genel kurul kararlarının butlanı tıpkı yoklukta olduğu gibi bir tespit davası açarak ileri sürülebilir. Çünkü burada da genel kurul kararı baştan itibaren hiçbir hüküm ve sonuç doğurmamaktadır. Bir kararın butlan yaptırımına tabi olduğunu ilgili herkes, her zaman ileri sürebilir. Hiç kimse ileri sürmese dahi hakim kendiliğinden kararın geçersiz olduğuna hükmedebilir. Mahkemenin vereceği tespit hükmünün etkisi sadece kararın batıl olduğunu “açıklamaktan” ibarettir. Yoksa zaten karar baştan itibaren geçersiz durumdadır.
4) Yargıtay Kararlarından Örnekler
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 12.03.2008 tarih, E.2008/11-246, K.2008/239 sayılı kararında, yasada belirlenen karar yeter sayısının altında bir çoğunlukla alınan genel kurul kararının yoklukla geçersiz olduğu yönünde hüküm kurulmuştur. Kararın detayları aşağıdadır;
“Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin hissedarı olup, davalı şirketin …. tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ibralara ilişkin oylamada usulsüz olarak oy kullanıldığını, sermaye artırım kararının oy birliği ile alınması gerekirken bu hususa uyulmadığını, müvekkili ve ortak İ..A..ın genel kurulun ertelenmesi yönündeki istemlerinin dikkate alınmaması sonucu azınlık oylarına sağlanan hakların ihlal edildiğini ileri sürerek, anılan şirket genel kurul toplantısının ve alınan kararların iptalini talep ve dava etmiştir.
Ana sözleşmenin 12/d maddesinde genel kurul toplantıları ve bu toplantılardaki karar nisabının TTK hükümlerine tabi olduğu belirtilmiş olup, 21.maddede de ana sözleşmede düzenlenmeyen konularda TTK’nun anonim şirketlere ait hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. Bu durumda, davalı şirketin ana sözleşmesinin yasal değişiklikten önce tescil edildiği anlaşıldığından ana sözleşme değişikliğine ilişkin olarak aldığı kararlarda TTK’nun değişiklikten önceki hükümleri uygulanacaktır .Buna göre TTK’nun 388.maddesinin 3585 sayılı Yasa ile değiştirilmesinden önceki hükmü uyarınca yapılan değerlendirme sonucu, davaya konu genel kurul toplantısında alınan sermaye artırımına ve hisse senetlerinin devrine ilişkin kararların ana sözleşmenin 6. ve 7.maddelerinin değiştirilmesi niteliğinde bulunup, bu kararların toplantıya katılanların üçte ikisinin (2/3) çoğunluğu ile alınması gerekmektedir .Oysa ki, genel kurulda bu değişikliklerin 39.560 red oyuna karşılık 40.000 kabul oyu ile yapıldığı anlaşılmakla yasal karar yeter sayısı olan 2/3 oranının altında kalan kabul oyuna bağlı olarak yapılan ana sözleşme değişikliklerinin hukuken geçerli olmayıp, yoklukla malul olduğunun kabulü gerekir.”
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 02.04.2014 tarih ve E.2013/1048, K. 2014/430 Sayılı kararında yokluk, butlan ve iptal edilebilirlik yaptırımına tabi olan kararlar arasındaki ayrımın tespitine ilişkin aşağıda değerlendirmelerde bulunulmuştur;
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacının, anonim şirket genel kurul kararına karşı hükümsüzlük (yokluk ve butlan) nedenlerine mi, yoksa iptal edilebilirlik nedenlerine mi dayandığı, buradan varılacak sonuca göre TTK’nun 381. maddesi uyarınca iptal davası açılabilmesi için, toplantıya katılan ortağın aleyhe oy vermesi ve muhalefetini tutanağa geçirmesinin zorunlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Hükümsüzlük halleri, yokluk ve butlan olarak iki alt kategoride ela alınabilir.
Kavram olarak yokluk; bir hukuki işlemin doğabilmesi için öngörülen ve kurucu nitelikte olan emredici hükümlere aykırılık halidir. Bu aykırılık, işlemin unsurlarında eksikliğe yol açar ve işlemi “yokluk” ile sakat hale getiri. Yok sayılan işlem, şeklen dahi meydana gelmemiştir. Yokluk, bunu ileri sürme konusunda hukuki menfaati bulunan herkes tarafından her zaman ileri sürülebilir ve tespit ettirilebilir, hâkim tarafından da re’sen dikkate alınır. Mahkemenin vereceği tespit hükmü, bu durumu açıklayıcı niteliktedir.
Şirketler hukukundaki emredici hükümlere göre, genel kurul kararlarının oluşabilmesi için iki kurucu unsur gereklidir: Birincisi genel kurul toplantısı yapılması, ikincisi toplantıda karar alınmasıdır. Bunların birisindeki eksiklik halinde, işlem (karar) hiç doğmamış sayılır; yani baştan itibaren yoktur. Örneğin, karar alınmadığı halde alınmış gibi gösterilirse veya Bakanlık temsilcisinin toplantıda bulunmaması halinde işlem, yoklukla sakat olacaktır.
Butlan ise; bir işlemin, konusuna ilişkin emredici hükümlere aykırı olması halidir. Eş söyleyişle, bir işlemin konusu; kanuna, ahlaka, adaba, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı ya da, imkânsız ise, bu işlem batıldır. Yokluktaki gibi, butlanda da kesin geçersizlik söz konu-sudur; hâkim bunu re’sen göz önünde bulundurur ve herkes bu geçersizliği, iptal davasında öngörülen üç aylık süreyle bağlı olmaksızın ileri sürebilir ve tespit ettirebilir. Yokluk ve butlan arasında sonuçları değil, sebepleri bakımından farklılık bulunmaktadır. Mülga Türk Ticaret Kanunu’nda bir işlemin batıl hale gelmesine örnek olarak 392. madde hükmü verilebilir. Anılan yasa hükmünde, sermaye artırım koşullarına uyulmamasının kararı batıl hale getireceği düzenlenmiş olup, ikinci fıkra aynen; “Esas sermayenin artırılması yukarıki hükümlere göre icra edilmemiş ise bu husustaki muameleler batıl ve bundan dolayı da idare meclisi azalariyle murakıplar; şirkete, münferit ortaklara ve üçüncü şahıslara karşı müteselsilen mesuldürler.” şeklindedir. Bunun yanı sıra, toplantı ve karar nisabının bulunmaması da butlan sebeplerine örnek olarak verilebilir.
İptal edilebilir kararlarda ise; genel kurul kararının geçersizlik halini oluşturan nedenin, işlemin, baştan itibaren geçersiz olması sonucunu doğuracak nitelikte olmaması hali söz konusudur. Örneğin; anonim şirket ortaklar genel kurulunda oyunu kullanmasına haksız yere izin verilmediği, çağrının usulsüz yapıldığı, gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmediği, toplantıya ve karara yetkili olmayan kimselerin iştirak ettikleri iddiasında olan ortaklar, yasa, ana sözleşme ve afaki iyi niyet kurallarına aykırılık hallerini ileri sürerek, kararların iptallerini isteme hakları bulunmaktadır.
Es söyleyişle; mutlak butlanla batıl kararlar, baştan beri hükümsüz olan, sonradan geçerlilik kazanma olanağı olmayan, emredici kurallara, kamu düzenine veya ahlaka ve adaba aykırı veyahut konusu olanaksız olan kararlardır. Bu tür kararlar, baştan beri hüküm ifade etmezler ve mahkemece, re’sen üzerinde durulması da gerekir. 6762 Sayılı TTK’nun 381. maddesi anlamında iptali kabil kararlar ise, daha çok ortakların menfaatlerinin koruyan düzenlemelere aykırılık teşkil eden, emredici kurallar dışında yorumlayıcı ve şekle ilişkin kuralların ihlal edildiği kararlardır. İptali gereken kararlar, baştan itibaren geçersiz olmadıklarından, iptal edilinceye kadar geçerli bir kararın hüküm ve sonuçlarını doğururlar.
SONUÇ
Genel kurulun ve toplantıda alınan kararların Kanunda ve sözleşmede öngörülen kurallara uygun olması, kararların geçerliliği bakımından önem arz etmektedir. Kurallara uygun olmayan genel kurul kararları yokluk, butlan veya iptal edilebilirlik yaptırımlarına tabi tutulmuştur. Bu nedenden, kararların ya baştan itibaren geçersiz olması veya mahkeme kararıyla geçersiz kılınması tehlikesi ortaya çıkmaktadır.
Genel kurul kararlarının yokluğu ve butlanı için hukuki yararı olan herkes tarafından tespit davası açılması mümkündür. Dava açmak için herhangi bir süre şartı da bulunmamaktadır Ancak öncelikle genel kurul kararında bir geçersizlik halinin mevcut olup olmadığının ve mevcutsa ne türden bir geçersizliğin mevcut olduğunun tespit edilmesi gerekmektedir. Konuyla ilgili daha fazla bilgi almak için Solmaz Hukuk ve Danışmanlık Ofisi ile iletişime geçebilirsiniz.
Saygılarımızla.
REFERANSLAR
ALTAŞ, Soner, (2016), Türk Ticaret Kanununa Göre Limited Şirketler, Seçkin Yayıncılık, Ankara.
BİLGİLİ, Fatih/DEMİRKAPI, Ertan, (2013), Şirketler Hukuku Dersleri, Dora Yayıncılık, Bursa.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 02.04.2014 tarih ve E.2013/1048, K.2014/430 sayılı kararı.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 12.03.2008 tarih, E.2008/11-246, K.2008/239 ayılı kararı.
Türk Ticaret Kanunu.
Türk Borçlar Kanunu.