İcra takibi sürecinde borçluyu korumak amacıyla tatil ve talik halleri öngörülmüştür. Tatil ve talik sebeplerinin varlığı hâlinde borçluya karşı icra takip işlemleri yapılamamaktadır. Tatil saat ve günlerinden sayıldığı için icra takip işlemlerinin yapılamaması söz konusu olabileceği gibi, icra takip işlemlerinin yapılmasının ertelenmesini gerektiren sebepler de bulunmaktadır. Borçlunun yakınlarından birinin ölümü, ağır hastalık geçirmesi durumlar talik yani erteleme hâllerine örnek olarak gösterilebilmektedir.
Bu bültende, borçluya karşı yapılan icra takip işlemlerini erteleten bu süre ve sebepler üzerinde durmaktayız.
1. İcra Takip İşlemi Nedir?
Tatil ve talik hallerinde bütünüyle icra takibi süreci durmamaktadır. Duran sadece borçluya karşı yapılan icra takip işlemleridir. Bu sebeple konunun anlaşılabilmesi için öncelikle icra takip işlemlerinin hangileri olduğu üzerinde durmak yararlı görülmüştür.
İcra takibi sürecinde takibin tarafları, icra organları ve bazen mahkemeler tarafından pek çok işlem yapılmaktadır. Ancak bunlardan hepsi icra takip işlemi olmayıp, bir kısmı taraf takip işlemi olarak adlandırılmaktadır. Bir takip işleminin icra takip işlemi olarak nitelendirilebilmesi için;
İcra organları tarafından yapılması gerekir. İcra organlarından kasıt ise icra daireleri ve mahkemelerdir.
İşlemin mutlaka borçluya yönelik olarak yapılması gerekir. Alacaklıya ya da üçüncü kişilere yönelik yapılan işlemler icra takip işlemi değildir. İşlem muhatabı borçlu olmalıdır.
Yapılan takip işleminin alacaklıyı alacak hakkına bir adım daha yaklaştıran ve borçlunun hukuksal durumuna zarar verici niteliğe sahip olması gerekir. İşlemin yapılmasıyla birlikte icra takibi alacaklı lehine ve borçlu aleyhine olacak şekilde ilerlemelidir.
Aktarılanlar ışığında icra takip işlemlerine örnek olarak; borçluya ödeme emri gönderilmesi, borçluya icra emri gönderilmesi, haciz yapılması ve diğer haciz işlemleri, satış işlemleri, depo kararı verilmesi, borçluya mehil(süre) verilmesi işlemleri verilebilir.
Ancak örneğin alacaklılara yönelik bir işlem olan paraların paylaştırılması bir icra takip işlemi değildir. Zira burada işlemin muhatabı borçlu değildir. Yine alacaklı tarafından yapılan takip talebi, haciz ve satış talepleri gibi talepler de bir icra organı tarafından yapılmadıkları için icra takip işlemi sayılmazlar. Bu nedenle tatil ve talik hallerinde de alacaklı takip, satış ve haciz gibi taleplerde bulunabilir; ancak tatil ve talik devam ettiği sürece icra organları bu talepler doğrultusunda işlem yapamazlar. Tatil ve talik hallerinde kural olarak hiçbir icra takip işlemi yapılamaz.
2. Tatil Süreleri
Tatil saat ve günlerinde normal ve olağan olan, tüm resmî işlemlerin durmasıdır. İcra takip işlemleri de tatil süreleri boyunca durmaktadır. Tatil saat ve günlerinin hangi zamanlar olduğu aşağıda kısaca açıklanmaya çalışılmıştır;
Tatil saatlerinin hangileri olduğu İİK m. 51’de belirtilmiştir. Buna göre gece vakti olarak isimlendirilen bu saatler; güneşin batmasından bir saat sonra ile güneşin doğmasından bir saat önceye kadarki zamanları ifade eder. Gece vakti tatil saati sayıldığından bu zaman devresinde kural olarak hiçbir icra takip işlemi yapılamaz. Fakat Kanun’da bu durumun bazı istisnaları düzenlenmiştir. Buna göre; gece çalışan iş yerlerinde gece vakti hasılat haczi yapılabilir. Bu yerlere örnek olarak bar, eğlence mekanı, sinema gibi yerler verilebilir. Bunun haricinde borçlunun mal kaçırdığı anlaşılırsa gece vakti dahi haciz yapılması mümkündür.
Gece vaktine ek olarak resmî tatil günlerinde de icra takip işlemi yapılamayacaktır. Ancak resmî tatil günlerinde haciz ve tebligat yapılabilmesi bu kuralın istisnasını oluşturur. Aynı şekilde tatil günlerinde muhafaza tedbirleri alınması da mümkündür.
Bir diğer konu, icra ve iflas daireleri ile icra mahkemesinde adli tatil hükümlerinin uygulanmıyor olmasıdır. Bu sebeple adli tatilin takip hukukuna ve sürelere hiçbir tesiri olmayacaktır.
3. Tâlik(Erteleme) Hâlleri
Tâlik halleri borçlunun özel durumları sebebiyle icra takibinin ertelenmesi gereken hallerdir.
Bunlar aşağıda tek tek açıklanmıştır;
Borçlunun yakınlarından birinin ölümü halinde;
Borçlu kişinin eşi ve kan ve kayın hısımlığı itibariyle alt veya üstsoyundan (anne, baba, çocuk, kayın valide kayın peder gibi) birisi ölürse, borçlu aleyhindeki takip, ölüm günü ile beraber üç gün için ertelenir ( İİK madde 52). Kardeşlerin ölümü hâlinde erteleme olmayacağına dikkat edilmelidir.
Borçlunun ölümü halinde;
Borçlunun icra takibi esnasında ölmesi hâlinde, yasal mirasçılar mirası açık bir şekilde kabul ederse icra takibi 3 gün süreyle ertelenir. 3 günlük süreye ölüm günü de dahildir. Mirasçılar tarafından kabul ya da red şeklinde bir irade beyanında bulunulmazsa mirasın ret süresi olan 3 ay boyunca icra takip işlemi yapılamaz. (İİK madde 53).
Borçlunun ağır hasta olması halinde;
Borçlu kendisine temsilci atayamayacak kadar ağır bir hastalık geçirmekteyse, icra müdürü borçlu aleyhine takibe devam edilerek icra takip işlemi yapılmasını uygun bir süre için erteleyebilir. (İİK madde 55). Bu süre ağır hastalık geçiren borçlunun kendisine bir temsilci atayacak kadar iyileşmesine kadar sürecektir. Ağır hastalık durumunun belgelerle ispatlanması gerekmektedir.
Borçlunun asker olması halinde;
Askerlik hizmetinin devamı süresince erler, onbaşılar ve kıta çavuşları (Uzman veya uzatmalı çavuş ve onbaşılar hariç) aleyhine takipte, icra memuru, bir mümessil tayin etmesi için kendisine uygun bir süre verir ve takibi bu sürenin bitmesine bırakır. Bu süre içinde temsilci belirleyip icra dairesine bildirmeyenler hakkında icra takibine devam edilir.(İİK m. 54/a).
Konkordato mühleti, uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırma süreleri boyunca da borçluya karşı icra takip işlemi yapılamaz.
Borçlunun mal kaçırması ihtimali varsa, ağır hasta veya asker olsa da talik hali olarak kabul edilerek icra takip işlemleri durdurulamaz.
Borçlunun tutuklu veya hükümlü olması hâlinde;
Temsilcisi olmayan bir tutuklu veya hükümlü aleyhine takipte, temsilci tayini vesayet makamına ait olmadıkça, icra memuru bir temsilci belirleme için kendisine uygun bir süre verir ve takibi bu sürenin bitmesine bırakır. Bu süre içinde temsilci tayin edip icra dairesine bildirmeyen tutuklu veya hükümlü hakkında takibe devam edilecektir.(İİK mdde 54).
4. Tatil ve Tâlik Hâlleri Sürelere Nasıl Etki Eder?
İcra hukukunda icra takibinin hızlı ve kolay şekilde çözüme kavuşturulması için Kanun’da belli süreler öngörülmüştür. Bu süreler, kesin nitelikte ve hak düşürücü sürelerdir. Sürelerin iyi bilinmesi ve hesaplanması icra işlerinde hak kaybı olmaması bakımından büyük önem arz etmektedir.
Resmî tatil günlerinde süreler işlemeye devam edecektir. Sürenin son günü bir resmi tatile denk gelirse, süre kendiliğinden tatili takip eden ilk güne kadar uzamaktadır. Süreler, son günün tatil saatinde bitmiş olur.
“22.06.1966 tarih ve 1966-8/8 sayılı İBK ve İİK 19/1 maddesi gereğince, Türk Borçlar Kanunu’nun 315. Maddesinde öngörülen 30 günlük sürenin hesabında, ihtarın tebliğ edildiği ilk gün dikkate alınmaz. Ayrıca İİK nun 19/3 maddesi hükmüne göre de sürenin son günü resmi bir tatil gününe rastlarsa süre, tatili takip eden günde biter.”[1]
“…resmi tatil günlerinin süreye dahil olduğu, sürenin sonuncu gününün resmi tatile rastlaması halinde sürenin takip eden ilk iş gününün tatil saatinde biteceği de düzenlenmiştir. Sonuç itibariyle bir aylık sürenin son gününün tatile rastlaması halinde takip eden iş gününün tatil saatine kadar yapılan tebligatın süresinde yapıldığının kabulü gerekir.”[2]
Talik hallerinde, borçlu veya icra organları için öngörülen bir sürenin son gününün bir talik gününe rastlaması halinde süre talikin(ertelemenin) bitiminden itibaren 1 gün daha uzatılır.(İİK madde 56).
Sonuç
İcra takibi sırasında icra organları tarafından borçluya karşı yapılması gereken işlemler tatil ve talik süreleri boyunca yapılamayacaktır. Kural bu olmakla beraber yukarıda bu durumun bazı istisnalarının da mevcut olduğu konusunu da ele almış bulunmaktayız.
Tatil ve talik süreleriyle ilgili aklınıza takılan sorular için ekibimizle iletişime geçebilirsiniz.
Saygılarımızla.
Solmaz Hukuk ve Danışmanlık.
Referanslar
KURU, Baki, (2016), İcra ve İflâs Hukuku, Legal Yayıncılık, s.71-74.
PEKCANITEZ, Hakan/ATALAY, Oğuz/SUNGURTEKİN ÖZKAN, Meral/ÖZEKES, Muhammet, (2015), İcra ve İflâs Hukuku, Yetkin Yayıncılık, s.117-119.
Yargıtay 12. HD, E.2002/7043, K.2002/8237.
YGHK 4.3.2009 tarih ve E.6/74 K.98 sayılı karar.
İcra ve İflâs Kanunu.
[1] Yargıtay 12. HD, E.2002/7043, K.2002/8237.
[2] YGHK 4.3.2009 tarih ve E.6/74 K.98 sayılı karar.
Leave a Reply
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.