Basit Yargılama Usulüyle Görülen Davalar

 

Hukuk yargılamasında iki tür yargılama usulü vardır; Yazılı yargılama usulü ve basit yargılama usulü. Basit yargılama usulü hukukumuzda istisnai olarak sadece belli mahkemelerde veya belli davalarda uygulanır. Kanunda açıkça basit yargılama usulüne tabi olduğu belirtilmeyen dava ve işler yazılı yargılama usulüne göre görülür. Basit yargılama usulüne tabi olan davalarda tarafların dilekçelerini hazırlarken çok daha dikkatli davranması ve davasını sıkı takip etmesi gerekir. Çünkü bu davalarda süreler kısa tutulmuş, taraflara tek bir dilekçe verme hakkı tanınmış ve duruşma sayısı sınırlandırılmıştır. Bu nedenle de tüm hukuka aykırılıkların mahkemeye bildirilmesi, zamanaşımı, yetki, tahkim gibi itirazların zamanında yapılması ve eldeki delillerin tamamının sunulması davanın kazanılması için oldukça önemli hususlardır.

Bu bültende basit yargılama usulüne tabi dava ve işlerin hangileri olduğunu ve bu usulde yargılamanın işleyişiyle ilgili detayları sizinle paylaşıyoruz.

 

HANGİ MAHKEMELERDE BASİT YARGILAMA USULÜ UYGULANIR?

  • Sulh hukuk mahkemelerinin görevine giren dava ve işlerde basit yargılama usulü uygulanır. Örneğin kira ilişkilerinden kaynaklanan bedel tespiti, tahliye davası gibi davalar, kat mülkiyetinden kaynaklanan davalar, ortaklığın giderilmesi(izale-i şuyu davası), mirasçılık belgesi verilmesi veya iptali, mirasın reddi, vasiyetnamenin açılması, kayyım atanması, arabuluculuk uygulamasında icra edilebilirlik şerhi verilmesi davaları sulh hukuk mahkemesinde basit yargılama usulüne göre görülen davalardır.
  • İş mahkemelerinin görevine giren dava ve işlerde basit yargılama usulü uygulanır. İş sözleşmesinden doğan işçi ve işveren alacaklarına dair davalar, kıdem tazminatı, iş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davaları basit yargılama usulüyle görülür.
  • Tüketici Mahkemelerinde görülen dava ve işlerde basit yargılama usulü uygulanır.
  • İcra mahkemelerinin görevine giren dava ve işlerde basit yargılama usulü uygulanır. Örneğin, şikayet, itirazın kaldırılması, icra takibinin iptali, icranın geri bırakılması talepleri, ihalenin feshi, hacizde ve iflasta istihkak, hacizde sıra cetveline itiraz davaları basit yargılama usulüyle görülür.
  • Kadastro mahkemelerinde de basit yargılama usulü uygulanır. Kadastro tutanaklarına yapılacak itirazlar, sınır ve ölçü uyuşmazlıkları gibi davalar basit yargılama usulüyle görülür.

BASİT YARGILAMA USULÜNE GÖRE GÖRÜLECEĞİ BELİRTİLEN DAVALAR NELERDİR?

  • Her tür nafaka davaları ile velayet ve vesayete ilişkin dava ve işler.
  • İhtiyati tedbir, ihtiyati haciz, delillerin tespiti gibi geçici hukuki koruma talepleri ile deniz raporlarının alınması, dispeççi atanması talepleri ve bunlara karşı yapılacak olan itirazlar
  • Ticaret ortaklıklarında, ortakların veya pay sahiplerinin ortalıkla veya birbirleriyle ortaklıktan veya pay sahipliğinden kaynaklanan davalarda veya ortaklığın yönetim kurulu üyeleri, yöneticileri, müdürleri, tasfiye memurları ya da denetçilerine karşı açılacak davalar (TTK m. 1521/1).
  • Anonim ortaklıkta pay sahipleri ile tasfiye memuru veya memurlar arasındaki uyuşmazlıklar(TTK m. 546).
  • İcra ve İflas Kanunu’na göre tasarrufun iptali davaları(İİK m. 281).
  • Hizmet ilişkisinden doğan davalar
  • İflas davaları,
  • İİK uyarınca açılan istihkak davaları,
  • İtirazın iptali davaları,
  • Tahkim hükümlerine göre, mahkemenin görev alanına giren dava ve işler
  • Konkordato ve sermaye şirketleri veya kooperatiflerin uzlaşma suretiyle yeniden yapılandırılmasına ilişkin açılacak davalar.
  • Doğrudan dosya üzerinden karar vermek konusunda kanunun mahkemeye takdir hakkı tanıdığı dava ve işler.Kamulaştırma Kanunu’ndan doğan tüm anlaşmazlıkların adli yargıda çözümlenmesi gerekenleri, taşınmaz malın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemelerinde basit yargılama usulü ile görülür (Kamulaştırma Kanunu m. 37)
  • Kooperatifler Kanunu’nda düzenlenen hususlardan doğan hukuk davaları, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava sayılır ve bu davalarda basit yargılama usulüne uygulanır (Koop. Kanunu m. 99)
  • Dernekler Kanunu’na göre, bu Kanunla ilgili olarak hukuk mahkemelerinde görülecek davalarda basit yargılama usulü uygulanır (Dernekler Kanunu m. 18/1).
  • Dispeçin onaylanmasında ve itirazların incelenmesinde basit yargılama usulü hükümleri uygulanır (TTK m. 1283)
  • Kollektif ortaklıkta ortaklarla tasfiye memurlara arasında çıkan uyuşmazlıklar, basit yargılama usulüne göre karara bağlanır (TTK m. 268/3).

BASİT YARGILAMA USULÜNÜN GENEL YARGILAMA USULÜNDEN FARKI NEDİR?

  1. Dilekçelerin Verilmesi Bakımından;

Basit yargılama usulü genel yargılama usulüne göre daha basit incelemenin yapıldığı, daha hızlı ilerleyen ve sonuçlanan bir yargılama usulüdür. Taraflar sadece birer kez dilekçe verebilirler. Yazılı yargılama usulünde ise taraflar ikişer kez dilekçe verme hakkına sahiptir. Basit yargılama usulünde davacı sadece dava dilekçesi, davalı da sadece bir kez cevap dilekçesi verebilir. Davacı davalının verdiği cevap dilekçesine karşı cevaba cevap dilekçesi veremez. Davalı, dava dilekçesine cevaplarını dilekçenin kendisine tabliğ edilmesinden itibaren 2 hafta içinde vereceği cevap dilekçesiyle verir. Cevap dilekçesinin bu süre içinde verilmesinin zor veya imkansız olduğu durumlarda, bu iki haftalık süre içinde süre uzatma talebinde bulunulursa, mahkeme 2 haftayı geçmemek üzere ek bir süre verebilir.

  1. Davayı veya Savunmayı Değiştirme ve Genişletme Yasağı Bakımından;

Taraflar dilekçeleriyle birlikte tüm olay ve delilleri açık bir şekilde aralarında ilişki kurarak mahkemeye bildirmeli ve delillerini dilekçeye eklemelidir. Çünkü davalının cevap dilekçesini vermesiyle veya cevap dilekçesi vermeksizin 2 haftalık sürenin geçmesiyle dilekçeler aşaması tamamlanmış olur. Bu aşamadan sonra her iki taraf da dilekçelerinde dayandıkları olayları değiştiremez, yeni olay ve deliller ekleyemez, taleplerini arttıramaz ve değiştiremezler. Bu işlemleri yapabilmeleri ancak karşı tarafın açıkça buna müsaade etmesiyle mümkün olur. Eğer karşı taraf dilekçedeki olay, delil veya taleplerin değiştirilmesine veya genişletilmesine müsaade etmezse, ıslah yoluyla bu taleplerin ileri sürülmesi mümkündür.

  1. Ön İnceleme Aşaması Bakımından;

Basit yargılama usulünde de dilekçeler aşamasından sonra ön inceleme ve tahkikat aşamalarına geçilir. Ancak basit yargılama usulünde ön inceleme ve tahkikat aşamaları bir arada düzenlenmiş, işlemlerin daha kısa sürede ve daha kolay sonuçlandırılması için süreler daha kısa tutulmuştur. Basit yargılama usulünde ön inceleme ile tahkikat duruşması birlikte yapılabilir. “..mahkeme, basit yargılama usulüne tabi dava ve işlerde, dava şartları yoksa davayı usulden reddedebilir; ilk itirazlar hakkında ya da dilekçelere eklenen deliller yeterli görülürse davanın esası hakkında karar da verebilir. Dilekçeler aşamasının tamamlanmasından sonra, tarafların dilekçelerine ekledikleri ya da ilgili yerlerden getirtilmesini istedikleri delillerin toplanması ile mahkemece tarafların iddia ve savunmaları ile delilleri incelenmiş olacaktır. Bu nedenle ön inceleme duruşması yapılmadan dosya üzerinden, mevcut deliller ile dava şartları ve ilk itirazlardan başka, davanın esası hakkında da karar verilmesi mümkündür. Bu şekilde dosya üzerinden karar verildiğinde, taraflara dava ve cevap dilekçesinin tebliği ile bu dilekçelerinde bildirdikleri deliller toplanmış olacağından, hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğinden de söz edilemeyecektir.

Yine bir başka Yargıtay kararında şu açıklamalara yer verilmiştir. “Basit yargılama usulünde yazılı yargılama usulünden farklı olarak ön inceleme ve tahkikat işlemleri basitleştirilmiştir. HMK.’nın 320/1.maddesinde “mahkeme mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar vereceği” belirtilmişse de bunun ancak ön inceleme aşamasında ve “mümkün olan hallerde” olduğu belirtilmek suretiyle yasanın uygulama alanı dar bir çerçeve ile belirlenmiştir. Eğer, dosya üzerinden karar verilmesi mümkünse (örneğin, geçici hukuki korumalarda), taraflar duruşmaya çağrılmadan sadece dilekçe ve delilleri dikkate alınarak karar verilebilir(m. 320/1).”

Mahkeme dosya üzerinden karar veremeyeceği hallerde, tarafları duruşmaya davet eder ve bu duruşmada dava şartları dediğimiz görev, kesin yetki, gider avansının yatırılmış olması, vekaletnamenin varlığı gibi hususları inceler. Ardından ilk itirazlar dediğimiz ve davalının mutlaka cevap dilekçesinde ileri sürmek zorunda olduğu tahkim ve yetki itirazları(kesin yetki yoksa), hak düşürücü süre ve zamanaşımı konularını inceler ve tarafları dinler. Tarafların beyanları çerçevesinde tarafların anlaştıkları ve anlaşamadıkları konuları tek tek tespit eder. Hakim davacı ve davalıyı anlaşamadıkları husularla ilgili sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder. Tarafların sulh olamadıkları hususlar tutanağa geçirilir ve yargılama bu tutanak esas alınarak yürütülür. 

  1. Duruşmalar Bakımından;

Basit yargılama usulünde mahkeme tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verebilir. Dosya ve dilekçelerde yer alan deliller hüküm verebilmek için yeterli görülüyorsa mahkeme, duruşma yapmadan da karar verebilir. Bu şekilde karar verilmesi mümkün değilse, delillerin incelenmesi, tahkikat işlemlerinin yapılması ve taraf ve tanık dinlenmesi gibi işlemlerin tamamını mahkeme, ön inceleme hariç iki duruşmada tamamlamak zorundadır.

Ancak belirtilmelidir ki olması gereken duruşmalı inceleme yapılmasıdır. Çoğu davada mahkemenin duruşma yapmadan karar vermesi mümkün değildir. Yargıtay İş Mahkemesinde görülen bir davayla ilgili verdiği kararda “Yargıtay’ın müstekar kararları kural olarak ön incelemenin de duruşmalı yapılması gerektiğiyönündedir.
Yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan hukuki olgulara göre ilk derece mahkemesi tarafından hukuki dinlenilme hakkını ihlal eder şekilde, duruşma icra edilmeksizin dosya üzerinden yapılan inceleme ile yargılamanın sonuçlandırılması isabetsiz görülmüş, burada yapılacak iş kanuni unsurları taşıyan bir dava dilekçesi verildikten sonra dava dilekçesinin davalıya tebliği, daha sonra ön inceleme oturumu için tarih belirlenmesi ve taraflara usulüne uygun şekilde davetiye tebliği ile ön inceleme duruşmasının icrası suretiyle yargılamaya devam etmekten ibarettir.” şeklinde hüküm kurmuş, duruşma yapmadan ve taraf teşkili yapılmadan inceleme yapılmasını hukuki dinlenilme hakkının da ihlali olarak değerlendirmiştir.

Örneğin; kiralanan taşınmazların tahliyesini düzenleyen İİK’ nin 269 ve devamı maddelerine dayanılarak yapılan başvuruların duruşma açılmak suretiyle incelenmesi gerekir. Yine itirazın kaldırılması taleplerinin duruşma açılarak incelenmesi gerekir (İİK m. 70) Vasi atanmasına ilişkin talepler de duruşma açılarak incelenmelidir.

Duruşmalar arasındaki süre 1 aydan daha uzun olamaz. Ancak ülkemizde mahkemelerdeki dava ve iş yoğunluğu nedeniyle çoğunlukla bu kurallar uygulanamamakta, duruşmalar arası süre daha uzun olmakta ve yargılamalar da iki duruşmada tamamlanamamaktadır. HMK madde 320/3 hükmünde de işin niteliği gereği bilirkişi incelemesinin uzaması, istinabe yoluyla tahkikat işlemlerinin yürütülmesi gibi zorunlu hallerde,hakim gerekçesini belirterek bir aydan sonrası için de duruşma günü belirleyebileceği ve ikiden fazla duruşma yapabileceği belirtilmiştir.

  1.  Dosyanın İşlemden Kaldırılması Bakımından;

Usulüne uygun olarak duruşmaya davet edilmesine rağmen tarafların duruşmaya gelmemesi veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirirse, mahkemece dava dosyası işlemden kaldırılır. Taraflar bu karardan sonra 1 ay içinde yenileme talebinde bulunabilirler. 1 ay geçtikten sonra ypaılan dava yenilemeleri için yeniden harç alınır. 

Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra tekrar takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır. Yani basit yargılama usulünde takipsiz bırakıldığı için işlemden kaldırılan dosya sadece bir kez yenilenebilir. Yazılı yargılama usulünde iki kez yenileme mümkündür.

  1.  Hüküm Aşaması Bakımından;

Basit yargılama usulünde inceleme aşaması tamamlanıp da hüküm verilecek aşamaya gelinmişse, hakim aynı duruşmada tarafların beyanlarını alır ve hükmü açıklar. HMK’da yapılan son değişikliklerle artık yazılı yargılama usulünde de basit yargılama usulünde olduğu gibi tarafların son beyanlarının aynı duruşmada alınacağı ve bunun için ayrıca süre verilmeyeceği düzenlenmiştir.

SONUÇ

Bir davada hangi yargılama usulünün uygulanacağını belirlemek esasen mahkemelerin işidir. Ancak tarafların davalarını açarken açmak istediği davanın hangi yargılama usulünde görüleceği ve bu usulün nasıl işlediği konusunda bilgi sahibi olması sağlanmalıdır. Çünkü davası basit yargılama usulüyle görülecek kişi, daha hızlı ve kusursuz davranmalıdır. Davaya ilişkin olayların ve delillerin mahkemeye zamanında ve eksiksiz sunulması gerekir. Davanın özensiz takip edilmesi veya takipsiz bırakılması geri dönülmez sonuçlar doğurabilir. Kolay gibi görünen bu davaların profesyonel hukuki destek alınmadan açılması bu sebeple tavsiye edilmemektedir.

REFERANSLAR

 KURU, Baki, 2016, İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medeni Usul Hukuku, Legal Yayıncılık, İstanbul, s.88.

2 KURU, a.g.e., s.869-872.

3 DÖNER, Kemal, “Tüketici Mahkemelerinin Görevli Olduğu Uyuşmazlıklar”, DÜHFD, Cilt: 22, Sayı: 36, Yıl: 2017, s. 137-185

4 KURU, a.g.e., s.897-900.

5 KURU, a.g.e., s.880-885.

6 HMK m.316.

7 VAROL, Gökçe, “İcra Mahkemelerinde Yargılama Usulü”, AndHD, Cilt: 6 – Sayı: 2 – Temmuz 2020, s.441.

8 PEKCANITEZ, Hakan/ATALAY, Oğuz/ÖZEKES, Muhammet, 2013, Medeni Usul Hukuku, Yetkin Yayıncılık, Ankara, s.509.

9 PEKCANITEZ/ATALAY/ÖZEKES, a.g.e., s.511; HMK m.317/3.

10 HMK m.317/3.

11HMK m.317/2.

12PEKCANITEZ/ATALAY/ÖZEKES, a.g.e., s.511.

13HMK m.319.

14 HMK m.320 gerekçesi.

15 Yönetmelik m.201/2.

16 8. HD., 27.02.2019 2016/7321 E., 2019/2044 K.

17 13. HD., 17/01/2020, 2016/15946 E., 2020/286 K.

18 PEKCANITEZ/ATALAY/ÖZEKES, a.g.e., s.512.

19 9. HD., 22/10/2020,2020/7048 E., 2020/13025 K.

20 6. HD., 07.05.2012, E. 2012/3005, K. 2012/6786.

21 6. HD, 27.3.2012, E. 2012/1804, K. 2012/4862.

22 Hukuk Genel Kurulu, 08.10.2019, 2017/1921 E., 2019/1000 K.,18. HD, 10.7.2012, E. 2012/7953, K. 2012/8993.

23 HMK m.150.

24HMK m.320/4.

Leave a Reply