TASARRUFUN İPTALİ DAVASI


Tasarrufun iptali davasının amacı; borçlunun haciz veya iflas kararı açıklanmadan evvel yaptığı tasarruflarla, mal varlığından çıkardığı şeyleri, bunlarla ilgili işlemleri geçersiz kılmak yoluyla alacaklıları tatmin etmekten ibarettir. Aşağıda bahsi geçen tasarrufun iptali davası icra takibi sırasında alacaklıdan mal kaçırma hususu ile ilgilidir.
İcra Hukuku’nda tasarrufun iptali davaları kendini alacaklılardan mal kaçırma kastıyla hareket edilmesi halinde kendisini göstermektedir. Alacaklı; borçlunun aktif mallarını kaçırdığını tespit eder ve bu iddiasını dava yoluyla ispat eder ise; dava konusu mal üzerinden alacağını cebri icra yoluyla alma hakkını elde edecektir.
Tasarrufun iptali davası; sadece talep edilen alacakla sınırlı olup kalan kısım bakımından bir hüküm ifa etmeyecektir. Diğer bir ifade ile dava konusu sadece dava miktarı ile sınırlı olacaktır. Karşı vekalet ücreti de bu orana bağlı olarak nisbi biçimde hesaplanacaktır.
Tasarrufun iptali davası kabul edildiğinde; alacaklı dava konusu mal veya alacak üzerinde cebri icra yolu ile hakkını alma yetkisini kazanacaktır.
 


HANGİ HALLERDE TASARRUFUN İPTALİ İSTENEBİLİR?
 

  1. İptali istenen tasarruf borcun doğumundan sonra olmalıdır.
    Bu husus dava şartıdır. Tasarrufa konu, mal devri, çek senet düzenlenmesi, sözleşme yapılması gibi hususların tamamının borcun doğumundan sonra yapılmış olması gerekmektedir.
     
  2. İcra takibi kesinleşmiş olmalıdır.
    Tasarrufun iptali davasının dinlenebilmesi için öncelikle kesinleşmiş bir icra takibinin olması gerekmektedir.
     
  3. Aciz vesikası alınması şartı mevcuttur.
    Her ne kadar dava şartı olarak öngörülmüş ise de temyiz aşamasına kadar dosyasına sunulabilir. Dolayısıyla aciz vesikası sonradan temin edilebilir bir hal kazanmış olmaktadır.
     
    T.C. YARGITAY
    17.Hukuk Dairesi
    Esas: 2017/3902
    Karar: 2018/8266
    Karar Tarihi: 26.09.2018

    TASARRUFUN İPTALİ DAVASI – DAVALI BORÇLUNUN İÇİNDE BULUNDUĞU MALİ DURUMU VE ZARAR VERME KASTINI BİLEN VEYA BİLEBİLECEK KİŞİLERDEN OLMALARINA GÖRE DAVANIN KABULÜNE KARAR VERİLMESİ GEREĞİ – HÜKMÜN BOZULMASI
     
    ÖZET: İİK 280/1’e göre “ Malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun, alacaklılarına zarar verme kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu malî durumun ve zarar verme kastının, işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hâllerde iptal edilebilir. Şu kadar ki, işlemin gerçekleştiği tarihten itibaren beş yıl içinde borçlu aleyhine haciz veya iflâs yoluyla takipte bulunulmuş olmalıdır “ hükmüne göre davalı S. T.’ın eşinin davalı borçlu …’ın amcasının kızı olduğunun ve davalıların ikisinin de aynı şehirde yaşadığının anlaşılmasına göre davalı …’ın davalı borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastını bilen veya bilebilecek kişilerden olmalarına göre davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
     
    T.C. YARGITAY
    17.Hukuk Dairesi
    Esas: 2017/4016
    Karar: 2018/9049
    Karar Tarihi: 15.10.2018
    TASARRUFUN İPTALİ DAVASI – ALACAK KESİN ACİZ BELGESİNE BAĞLANDIĞINDAN ALACAKLIYA BU MİKTAR ÜZERİNDEN HACİZ VE SATIŞ İSTEMİ YETKİSİ VERİLMESİ GEREKTİĞİ – HÜKMÜN BOZULMASI
    ÖZET: Tasarrufun iptali davalarında, davanın kabulü halinde alacak aciz belgesine bağlanmış ise bu miktar oranında, aksi durumda takip konusu alacak ve ferileri ile sınırlı olarak tasarrufun iptali ile İİK’nun 283/1 maddesi gereğince bu miktar üzerinden haciz ve satış isteme yetkisi verilir. Somut olayda alacak kesin aciz belgesine bağlandığından alacaklıya bu miktar üzerinden haciz ve satış istemi yetkisi verilmesi gerekirken yalnızca tasarrufun iptaline karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
    T.C. YARGITAY
    17.Hukuk Dairesi
    Esas: 2016/14623
    Karar: 2018/6393
    Karar Tarihi: 26.06.2018
    TASARRUFUN İPTALİ DAVASI – DAVALININ BORÇLUNUN ACİZ HALİNİ VE ALACAKLILARINI IZRAR KASTI İLE HAREKET ETTİĞİNİ BİLEN VEYA BİLMESİ GEREKEN ŞAHISLARDAN OLDUĞUNA DAİR DELİL BULUNMADIĞI – DAVALININ TAŞINMAZI RAİÇ BEDELDEN ALDIĞINI İSPATLADIĞININ KABULÜ GEREĞİ
     
    ÖZET: Davalının borçlunun İİK’nun 278. madde kapsamında akrabası olduğu veya İİK’nnu 280. maddesi gereğince borçlunun aciz halini ve alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilen veya bilmesi gereken şahıslardan olduğunu gösteren somut delil ileri sürülmemiş ve ispat edilmemiştir. Anılan davalı taşınmazı 110.000,00 TL’ye aldığı, ileri sürülmüştür. Gerçekten de taşınmazın satışının yapıldığı 04.10.2013 tarihinde davalı … hesabından 100.000,00 TL çekilmiş tapuda satış bedeli 18.500,00 TL olarak belirtilmiştir. Dairemizin istikrar kazınmış görüş ve uygulamalarına göre aynı gün çekilen paranın ödeme yerine geçtiği kabul edilmektedir. Bilirkişi taşınmazın değerini 120.000,00 TL olarak belirlediğinden, davalı …’in dava konusu taşınmazı raiç bedelden aldığını ispatladığından bu davalı yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
     
    T.C. YARGITAY
    17.Hukuk Dairesi
    Esas: 2016/15921
    Karar: 2018/6465
    Karar Tarihi: 27.06.2018
    TASARRUFUN İPTALİ DAVASI – MAHKEME KARARININ GEREKÇESİNDE DAYANILAN DELİLLERİN TARTIŞILIP DEĞERLENDİRİLMESİNDE BİR USULSÜZLÜK BULUNMAMASI – ÇEK BEDELİNE GÖRE TEMLİĞİN FAZLA OLMASI – TEMYİZ İTİRAZLARININ REDDİYLE USUL VE YASAYA UYGUN HÜKMÜN ONANMASI GEREĞİ
    ÖZET: Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına çek bedeline göre temliğin fazla olmasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün onanması gerekir.
    (2004 S. K. m. 143, 277)
     
    Dava: Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
     
    Karar: Davacı vekili, davalılardan … Kaptının 22/07/2012 tarihinde bankalarından kredi kullandığını, ancak borcunu süresi içerisinde ödemediğini, bu sebeple hakkında 06/08/2012 tarihinde … 8…. müdürlüğünün 2012/ 8203 sayılı dosyasından ihtiyati haciz talep ettiklerini, davalı tarafın taşınır malları ve 3. Kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verildiğini ancak … dosyasından tüm borçluların adreslerine hacze gidildiğinde hacze kabil malları bulunmadığından işlem yapılamadığını, tutulan haciz tutanağının İİK nun 143. maddesi gereği aciz belgesi hükmünde olduğunu, … dosyasında yapılan araştırmada ise borçlunun adına kayıtlı taşınır ve taşınmaz mal varlığına da rastlanılmadığını, İhtiyati haciz sırasında … Vergi Dairesi Müdürlüğünün 8…. Müdürlüğüne hitaben göndermiş olduğu yazı ile davalı …’nın kurumları nezdinde 40.628,38 TL alacağının bulunduğunun anlaşıldığını, ancak bu bedelin diğer davalı …’a … 11. Noterliğinin 08/05/2012 tarihli 12762 Y nolu 31.700 TL tutarındaki temlikname ve … 11. Noterliğinin 16/08/2012 tarih ve 21770 Y nolu 12.350 TL tutarındaki temlikname ile temlik edildiğini, davalının bu eyleminin İİK nun 280. maddesine aykırı olduğunu belirterek, davanın kabulü ile … 11. Noterliğinin 08/05/2012 tarihli 12762 Y nolu 31.700 TL tutarındaki temlikname ve … 11. Noterliğinin 16/08/2012 tarih ve 21770 Y nolu 12.350 TL tutarındaki temliknamelerin iptaline, alacağın tahsili cihetine gidilebilmesi için iş bu kamu alacağı ile ilgili cebri … işleminin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
     
    Davalı … vekili, öncelikle alacağın temlik edilmesinin, tasarufun iptali davasının konusu değil, istihkak davasının konusu olduğunu, müvekkilinin borçludan aldığı çek karşılığı alacağın bir kısmını temlik ettiğini, müvekkilinin davacıdan almış olduğu çekleri … takibine koymamasının müvekkilinin alacaklı olmadığını gösteren bir durum olmadığını, temlik yoluyla ödemenin mutad bir ödeme olup, bu nedenle tasarrufun iptali davası açılamayacağını, görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli … Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi taktirde davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
     
    Mahkemece, toplanan delillere göre, takip borçlusu davalı … tarafından diğer davalı …’a verilen 08/05/2012 tarihli 31.700,00.-TL tutarındaki temlikname ile 16/08/2012 tarihli 12.350,00.,-TL tutarındaki temliknamenin 3 adet çek karşılığı verildiği iddia edilmiş ise de, söz konusu çekler hakkında … takibi yapılmadan … Vergi Dairesindeki alacağın …’a temliki mutat dışı ödeme olup, söz konusu çeklerin temlikten sonra borçluya iade edilmeyip bankaya ibraz edilerek bankanın sorumlu olduğu miktarın tahsil edilmesi nazara alınarak açılan davanın Kabulü ile davalı … tarafından düzenlenen 08/05/2012 tarihli 31.700,00.-TL tutarındaki temlikname ile 16/08/2012 tarihli 12.350,00.-TL tutarındaki temliknamenin … 8 … Müdürlüğünün 2012/8203 sayılı dosyadaki alacak ve fer’ilerini karşılayacak miktarda sınırlı olmak üzere davacı yönünden İptaline, karar verilmiş hüküm, davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
     
    Sonuç: Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına çek bedeline göre temliğin fazla olmasına göre, davalı … vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 2.256,05 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı …’dan alınmasına 27.6.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.

Leave a Reply