Boşanma davaları, aileye ve özel hayata dair her konu gibi hassasiyet ve özen gerektiren davalardır. Tarafların ve ortak çocukların gelecekteki hayatlarına yön verecek kararların verildiği davalar olması nedeniyle de dava sürecinin iyi yönetilmesi önem taşımaktadır. Tarafların menfaatlerinin en üst seviyede korunması ve bu süreci yıpranmadan atlatabilmeleri için boşanma sürecinin olabildiğince çabuk sonuçlandırılması hedeflenmelidir. Anlaşmalı boşanma davaları da bu amaca hizmet etmektedir.
Anlaşmalı boşanma davası, tarafların deyim yerindeyse oturup konuşarak kararlaştırdığı sonuçların hayata geçirilmesine imkan veren ve hızlı sonuçlanan bir davadır. Bu yazımızda anlaşmalı boşanmaya dair en çok merak edilen konu ve sorulara yer vermeye çalıştık.
Anahtar Kelimeler: Anlaşmalı Boşanma, Boşanma Davası, Mal Paylaşımı, Nafaka, Velayet.


Anlaşmalı boşanmanın çekişmeli boşanmadan farkı ve avantajı nedir?


Hukukumuzda iki tür boşanma davası vardır; anlaşmalı ve çekişmeli boşanma davası. Çekişmeli boşanma davalarının açılmasının nedeni tarafların ya boşanma konusunda ya da boşanmaya bağlı diğer konularda bir uzlaşmaya varamamış olmalarıdır. Örneğin, eşlerden sadece biri boşanmak istiyor, diğer eş istemiyorsa boşanma davası çekişmeli olacaktır. Veya eşler boşanmayla birlikte ödenecek nafaka, tazminat veya ortak çocuklarının velayeti konusunda anlaşmazlık yaşıyorlarsa yine çekişmeli boşanma davası sonucunda boşanma gerçekleşecektir.
Anlaşmalı boşanma davalarında ise eşler, boşanma konusunda hemfikirdir. Boşanma başvurusunu ya birlikte yaparlar ya da birinin açtığı boşanma davasını diğer eş kabul eder. Aynı zamanda eşler boşanmaya dair yan haklar konusunda da anlaşmaya varmış olmalıdır.
Anlaşmalı boşanmada tarafların çoğu kez tek celsede boşanmaları mümkün olmaktadır. Çekişmeli boşanma davaları ise ortalama 1-1.5 yıl sürmektedir. Bunun yanında, yargılama giderleri ve avukatlık vekalet ücretleri de çekişmeli boşanmaya oranla anlaşmalı boşanmada daha azdır. Bu sebeple anlaşmalı boşanmanın tercih edilmesi, sarfedilecek zaman, emek ve maliyetten de önemli bir tasarruf sağlamakta ve olası gerginlikleri en aza indirmektedir.


Anlaşmalı Boşanma Davasının Açılacağı Görevli ve Yetkili Mahkemeler Hangileridir?

 


Boşanma davasının görevli ve yetkili mahkemede açılması gerekir. Boşanma davalarında görevli mahkemeler Aile Mahkemeleridir. Aile Mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde ise Asliye Hukuk Mahkemeleri Aile Mahkemesi sıfatıyla bu davaları karara bağlamaktadır.
Anlaşmalı boşanma davası, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yerdeki Aile Mahkemelerinde açılmalıdır.


Anlaşmalı Boşanma Davasının Şartları Nelerdir?


Anlaşmalı boşanma davası ile eşlerin boşanabilmesi birtakım şartlara bağlanmıştır. Aşağıdaki şartların tamamının gerçekleşmesi gerekmektedir.
Evliliğin en az 1 yıl sürmüş olması: çok kısa süreli evliliklerin bu yolla kolayca bitirilmesinin önüne geçmek isteyen kanun koyucu, anlaşmalı boşanmanın en azından 1 senedir devam eden evlilikler için geçerli olmasını öngörmüştür. 1 yıllık sürenin resmi nikah tarihinden itibaren hesaplanması gerekmektedir. Hakim 1 yıllık sürenin dolmadığını tespit ettiğinde başkaca inceleme yapmadan davayı reddecektir. Dava açıldığında henüz 1 yıllık süre dolmamış, ancak hükmün kurulacağı sırada 1 yıllık süre dolmuşsa hakim yine de boşanmaya karar verebilecektir.
Eşlerin boşanmak için birlikte başvurmaları veya birinin açtığı boşanma davasını diğerinin kabul etmesi: Eşler birlikte hazırladıkları bir anlaşmalı boşanma protokolü ve ortak dilekçeyle mahkemeye boşanmak üzere müracaat edebilirler. İkinci yol ise birinin açmış olduğu davayı, karşı tarafın açtığı şartlarla kabul etmesidir.
Hakimin tarafları bizzat dinlemesi: Anlaşmalı boşanma tarafların özgür iradelerine dayanan bir uzlaşmayla sağlanabilir. Bu nedenle hakimin tarafları bizzat dinleyerek, boşanma konusunda ve boşanma protokolünde yazılı şartlarda gerçekten ve kendi özgür iradeleriyle uzlaşmış olduklarına kanaat getirmesi gerekmektedir. Tarafları dinlemeden hakimin anlaşmalı boşanmaya karar vermesi mümkün değildir. Bu nedenle sadece tarafların avukatlarının beyanları yeterli olmayacak, eşlerin bizzat hakim önünde boşanma iradelerini açıklamaları gerekecektir.
Hakimin tarafların boşanmanın mali sonuçları ve çocukların durumu hakkında uzlaşmış olduğu boşanma protokolünü onaylaması: Eşlerin boşanmanın mali sonuçları ve ortak çocuklarının durumu hakkında da uzlaşmış olmaları gerekmektedir. Taraflar anlaşmış oldukları husuları hazırlayacakları bir yazılı belgeyle mahkemeye sunabilecekleri gibi, hakimin huzurunda sözlü olarak da dile getirebilirler. Bu durumda tarafların açıklamaları tutanağa geçirilerek kendilerine imzalattırılır.
Ancak tarafların anlaşmış olması boşanmanın gerçekleşmesi için yeterli olmaz. Eşler tarafından hazırlanan boşanma protokolünü hakimin uygun bulması gerekir. Hakim tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde bulundurarak protokolde gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Tarafların bu şartları aynen kabul etmesi halinde boşanma gerçekleşir; taraflar bu şartları kabul etmezse hakim boşanmaya karar veremez. Hakimin yaptığı düzeltmelerin eşlerden biri tarafından kabul edilmemesi durumunda davaya çekişmeli boşanma davası olarak devam edilir.


Anlaşmalı Boşanma İçin Eşlerden Birinin Kusurlu Olduğunu İspat Etmek Gerekir Mi?


Anlaşmalı boşanma kusura dayanan bir boşanma şekli değildir. Eşlerin hiçbiri evlilik birliğinin bozulmasında hatalı davranmış olmasa da evliliklerini ortak kararlarıyla sona erdirebilirler. Çekişmeli boşanmalarda olduğu gibi karşı tarafın kusurunu ispat etmek için delil toplanması, tanık dinletilmesi vs. anlaşmalı boşanmalarda söz konusu olmaz. Bu boşanma türünde tarafların ortak bir şekilde boşanma ve boşanmaya bağlı hukuki sonuçlar üzerinde anlaşmış olmaları ve bu anlaşmayı da hakimin onaylaması gerekli ve yeterlidir.


Anlaşmalı Boşanma Protokolüne Neler Yazılmalıdır?


Türk Medeni Kanunu’nun 166. Maddesine göre eşlerin anlaşmalı boşanabilmesi için iki konuda mutlaka anlaşmış olmaları gerekmektedir. Bunlar, boşanmanın mali sonuçları ve ortak çocukların durumudur. Boşanmanın mali sonuçlarından kastedilen, eşlerin birbirlerinden isteyebilecekleri maddi ve manevi tazminat, yoksulluk ve iştirak nafakasına ilişkin hususlardır. Mal rejiminin tasfiyesi ve tedbir nafakasına ilişkin konuların ise protokole eklenmesi zorunlu değildir. Ancak bu konulara dair açık belirlemelerin yapılması tarafların boşanma davası sonrasında tekrar tekrar bu meselelerle uğraşmalarından kurtulmalarını sağlayacaktır.
Boşanma protokolünde yer alması gereken ikinci unsur çocukların velayetinin kimde kalacağı, velayeti alamayan eşin çocukla kişisel ilişkisini kurulması ve çocuğa ödenecek iştirak nafakası hususlarıdır. Hakimin tarafların çocukla ilgili bu konularda ve mali konularda serbest iradeleriyle uzlaşmış olduklarına kanaat getirmesi gerekmektedir. Eğer taraflar bu konularda ortak bir karar alamamışlarsa anlaşmalı şekilde boşanmaları mümkün değildir.
Boşanma protokolüne tarafların gerekli gördüğü başka ayrıntıların da yazılmasına bir engel yoktur. Yargıtay’a göre, “Anlaşmalı boşanmaya karar verilirken, protokolün (anlaşma) tasdiki hükmü yanında, protokol hükümlerinin de hüküm fıkrasına geçirilmesi gerekir..(Yargıtay 2.HD, E.2009/17648, K.2010/19842 sayılı ve 29.11.2010 tarihli kararı).Bu nedenle boşanma protokolü hazırlanırken her bir konuda tarafların hak ve yükümlülüklerinin açık ve net bir şekilde, icra aşamasında tereddüt yaratmayacak biçimde düzenlenmesi her iki tarafın yararına olacaktır.


Anlaşmalı Boşanmada Mal Paylaşımı Nasıl Yapılmaktadır?


Eşler anlaşmalı boşanma protokolünde mal paylaşımlarını kendi belirleyecekleri kurallara göre yapabilirler. Yargıtay, anlaşmalı boşanma için mal rejiminin tasfiyesi konusunda eşlerin mutlaka bir belirleme yapmalarını gerek görmemektedir. Ancak anlaşma protokolünde mal paylaşımı konusu açıklığa kavuşturulmazsa veya protokolde yazılı ifadeler anlaşılmaz, belirsiz nitelik taşıyorsa ilerde başka davaların açılması gerekebilecektir. Olması gereken, tarafların mallarının tek tek envanteri yapılarak, mal paylaşımı konusunun anlaşma protokolünde tereddüte yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulmasıdır.
Uygulamada en çok karşılaşılan sorunlardan biri de boşanma protokolünde mal paylaşımına dair kullanılan ifadelerin yeterince açık olmaması nedeniyle sonradan taraflar arasında ortaya çıkan anlaşmazlıklardır. Örneğin Yargıtay, 8. HD, “eşlerin karşılıklı olarak boşanma nedeniyle nafaka, maddi ve manevi tazminat, yargılama gideri ve vekâlet ücreti istemedikleri ayrıca herhangi bir eşya ve başkaca alacakla ilgili haklarından feragat ettiklerine ilişkin anlaşmadaki “eşya” kavramının taşınır ve taşınmaz mallar ile boşanmanın fer’i niteliğinde olmayan mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan “değer artış payı ve katılma alacağı”na yönelik talepleri de kapsadığını belirtmiştir. Tarafların anlaşma protokolü hazırlarken Yargıtay uygulamasını bilen profesyonellerden hukuki yardım alması bu nedenle çok önemlidir.


Anlaşmalı Boşanmada Boşanma Ne Zaman Gerçekleşmiş Sayılır?


Anlaşmalı boşanma davalarında tarafların mahkemeye sundukları boşanma protokolünün hakim tarafından onaylanması ve davanın karara bağlanmasıyla boşanmış olduklarını düşünmektedirler. Ancak anlaşmalı boşanmanın gerçekleşebilmesi için mahkemece verilen hükmün tebliğe çıkarılması gerekmektedir. Eşler karar tebliğe çıkarıldıktan sonra anlaşmalı boşanma kararından memnun oldukları takdirde bu karara karşı üst mahkemede istinaf süresi içinde(2 hafta) kanun yoluna başvurmayarak kararın kesinleşmesini sağlayabileceklerdir. Yine kanun yoluna başvurudan feragat ederek de kararın kesinleştirilmesi mümkündür.
Kararın makul bir sürede tebliğe çıkarılmamış olup sonradan gündeme getirilmesini Yargıtay dürüstlük kurallarına aykırı görmektedir. Şöyle ki; “Davacı erkek tarafından geçen uzun süreye rağmen kararın usule uygun şekilde tebliğe çıkarılmaması Türk Medeni Kanunun 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralına aykırılık olduğunu göstermesi yanında, bu süre içinde tarafların birlikte yaşamaya devam etmesi, 12.09.2003 doğumlu tarafların ortak çocukları dünyaya gelmiş olması tarafların boşanma iradesinden vazgeçtiğinin kabulünü gerektirir. Bu bakımdan kararın oluşmasından sonra uzun süre tarafların birlikte yaşamaya devam etmeleri olgusu, hükmün sonucuna etkilidir. Gerçekleşen bu duruma göre boşanma iradelerinin samimi olmadığı anlaşılmakla, tarafların boşanmalarına ilişkin hüküm usul ve yasaya aykırıdır). Bu nedenle taraflar boşanma hükmünü kesinleştirmeleri için kararın mümkün olan en kısa zamanda tebliğe çıkarılmasını sağlamalıdır.


Anlaşmalı Boşanmada Taraflardan Biri Hükmü İstinaf/Temyiz Ederse Ne Olur?


Eşlerden birinin kanun yoluna başvurması boşanma kararının kesinleşmesini önler. Taraflardan biri kararı üst mahkemeye taşıdığı takdirde eşlerin anlaşma protokolü konusunda varmış oldukları uzlaşmadan vazgeçtikleri anlaşılır. Bu durumda da anlaşmalı boşanma artık mümkün değildir. Dava çekişmeli boşanma davasına dönüşür.
“Türk Medeni Kanunu m. 166/3 uyarınca anlaşmalı boşanma hukuki nedenine dayalı olarak açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, ilk derece mahkemesince verilen hükme karşı davalı kadın tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve bölge adliye mahkemesince, kararın kesinleşmesine kadar tarafların anlaşmalı boşanma iradesinden dönebileceği ve davanın çekişmeli boşanma olarak görülmesi gerektiğinden bahisle, istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.”
“Taraflar Türk Medeni Kanunu’nun 166/3. maddesi uyarınca boşanmışlar, hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmiştir. Anlaşmalı boşamna yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Bu durumda anlaşmalı boşanma davasının çekişmeli boşanma olarak görülmesi gerekir.”


Anlaşmalı Boşanma Hükmü Ne Zaman İcraya Konabilir?


Taraflar kendi rızalarıyla boşanma protokolünde kararlaştırdıkları borçlarını yerine getirmiyorlarsa boşanma ilamının icraya konulması gerekmektedir. Ancak aile hukukuna ilişkin mahkeme kararları kesinleşmeden icraya konulamazlar. Kesinleşen anlaşmalı boşanma protokolünde yer alan tazminatların ödenmesi, çocuğun teslimi gibi hususların ilamlı icra yoluyla ödenmesi sağlanır. Nafakaya dair ilamların icrasinı istemek için ise hükmün kesinleşmesini beklemeye gerek yoktur; mahkemeden kararın çıkması yeterlidir.


Daha Önce Açılmış Anlaşmalı Boşanma Davasından Feragat Edilmişse Yeniden Dava Açmak Mümkün Müdür?


Anlaşmalı boşanma davasından karar kesinleşinceye kadar feragat etmek mümkündür. Yapılan bu feragatten sonra, gerek feragat edilen anlaşmalı boşanma davası öncesindeki olaylar nedeniyle gerekse bu dava sonrası olaylara dayanarak yeniden boşanma davası açmak mümkündür. Yargıtay, anlaşmalı boşanmadan feragati, bir tür af olarak görmemektedir.
“Feragat edilen dava münhasıran TMK’nın 166/3. maddesine dayalı olarak açılmışsa, anlaşmalı boşanma davasından feragat, dava tarihinden önceki olayların affedildiği sonucunu doğurmaz. O halde, taraflardan biri feragatle sonuçlanan anlaşmalı boşanma davasının dava tarihinden önceki vakıalara dayanarak herhangi bir boşanma sebebine dayalı olarak boşanma davası açabilir. Açılan davada anlaşmalı boşanma davasının dava tarihinden önceki vakıaların da kusur belirlemesinde dikkate alınması gerekir.”


SONUÇ VE ÖNERİLER


Anlaşmalı boşanma, taraflara kendi iradeleriyle kurdukları evliliği yine kendi özgür iradeleriyle sonlandırma imkanı tanıyan bir dava türüdür. Taraflar anlaşmalı boşanmada karşılıklı suçlamalar, ispat faaliyetleri, birçok celseye katılmak gibi çekişmeli boşanmada yaşayacakları maddi ve manevi külfetlerden kurtulmaktadır. Ancak anlaşmalı boşanma protokolünün doğru ve detaylı şekilde hazırlanması halinde pratikte bu faydalardan istifade edilebilir. Aksi takdirde anlaşmalı boşanma kararıyla birçok konu belirsiz kalacağı için bunların çözüme kavuşturulması amaçlı yeni davalar açılması gerekecektir. Bu durum anlaşmalı boşanmadan beklenen hızlı ve kolay boşanma sürecini anlamsız kılacaktır. Anlaşmalı boşanma süreci konusunda samimi ve profesyonel destek için ekibimizden yardım alabilirsiniz.
Saygılarımızla.


REFERANSLAR


KURU, Baki, 2016, İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medeni Usul Hukuku, Legal Yayınevi, İstanbul, s.95; Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun madde 1-4.
2 KURU, a.g.e., s.95; HMK madde 2.
3 TMK madde 167
4 SARGIN, Elif, 2020, “Türk Hukukunda Anlaşmalı Boşanmanın Şartları Üzerine Bir İnceleme”, Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, s.359-364(erişim: https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1040237, erişim tarihi:26.01.2020).
5 SEÇER, Öz, “Anlaşmalı Boşanmada Eşlerin Yaptıkları Anlaşma”, İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt:7 Sayı:2 Yıl:2016, s.261.
6 AKINTÜRK, Turgut/ATEŞ KARAMAN, Derya, 2013, Aile Hukuku, Beta Yayıncılık, İstanbul, s.271.
7 AKINTÜRK/ATEŞ KARAMAN, a.g.e., s.271.
8 ÖNCÜ, Özge, “Eşlerin “Anlaşmalı Boşanma” Çerçevesinde Mal Rejiminin Tasfiyesine Yönelik Olarak Yaptıkları Anlaşmalar ve Bu Anlaşmaların Uygulamada Doğurduğu Sonuçlar”, D.E.Ü. Hukuk Fakültesi Dergisi, Prof. Dr. Şeref ERTAŞ’a Armağan, C. 19, Özel Sayı-2017, s.798.
9 GÜNEŞLİOĞLU, Filiz, Boşanma ve Boşanmanın Hukuki Sonuçları, Yüksek Lisans Tezi, Bahçeşehir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Anabilim Dalı, İstanbul, 2009, s.18.
10SEÇER, a.g.e., s.268.
11YÜCEL, Sevtap, “Yargıtay Kararları Işığında Anlaşmalı Boşanma Davası Sonrasında Nafaka ve Tazminat Talepleri”, Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, cilt:4, sayı:1, Ocak 2018, s.244.
12YÜCEL, a.g.e., s.281.
13 ÖNCÜ, a.g.e., s.819; Yargıtay 8. HD, E. 2010/4983, K. 2011/2095 sayılı ve 12.04.2011 tarihli karar.
14 Yargıtay 2. HD, E.2019/8067, K.2020/186 sayılı ve 15.01.2020 tarihli karar
15Yargıtay 2. HD, E.2019/7152, K.2020/578 sayılı ve 30.01.2020 tarihli karar.
16 Yargıtay 2.HD., E.2020/4971, K.2020/5355 sayılı ve 04.11.2020 tarihli karar.
17PEKCANITEZ, Hakan/ATALAY, Oğuz/SUNGURTEKİN ÖZKAN, Meral/ÖZEKES, Muhammet, 2015, İcra İflas Hukuku, Yetkin Yayınları, Ankara, s.321.
18 PEKCANITEZ/ATALAY/SUNGURTEKİN ÖZKAN/ÖZEKES, .a.g.e., s.321.

Leave a Reply