Aile Konutunun Tanımı ve Önemi
Aile konutu, eşlerin evlilik birliği süresince birlikte seçtikleri, yaşadıkları ve aile yaşamlarını sürdürdükleri ortak yaşam alanıdır. Bu konut, yalnızca barınma işlevi görmekle kalmaz; aynı zamanda eşlerin ve varsa çocukların sosyal, psikolojik ve ekonomik güvenliğini sağlayan bir merkezdir. Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesi ile güvence altına alınan bu özel statü, aile bütünlüğünün korunması ve eşlerden birinin diğerine karşı güç kullanarak malvarlığı işlemleri yapmasını engellemek amacıyla getirilmiştir. Dolayısıyla aile konutu kavramı, yalnızca fiziksel bir mekânı değil; aynı zamanda ailenin korunmasına ilişkin anayasal bir hakkı temsil eder.
Aile Konutu Hangi Taşınmazlar İçin Geçerlidir?
Aile konutu, eşlerin fiilen içinde yaşadığı ve aile hayatının merkezi haline gelmiş taşınmazdır. Konutun yazlık, devre mülk ya da yatırım amacıyla alınmış bir gayrimenkul olması, tek başına aile konutu sayılması için yeterli değildir. Konutun mutlaka fiilen eşler ve varsa çocukları tarafından kullanılıyor olması gerekir. Bu bağlamda, eşlerin farklı şehirlerde çalıştığı veya geçici olarak başka bir yerde yaşadığı durumlarda, ana yaşam merkezi olarak kabul edilen ev aile konutu sayılmaya devam edebilir.
Hangi Taşınmazlar Aile Konutu Olarak Değerlendirilir?
- Müstakil ev: Eşlerin birlikte sürekli olarak yaşadığı müstakil ev aile konutudur.
- Apartman dairesi: Eğer eşler bu dairede aile yaşamlarını sürdürüyorlarsa aile konutu olarak kabul edilir.
- Kiralık ev: Mülkiyet kime ait olursa olsun, eşlerden biri tarafından kiralanmış ve birlikte yaşanıyorsa aile konutu sayılır.
- Kooperatif evi: Ortak yaşam burada sürüyorsa aile konutu olabilir.
- Malik olmayan eşin ailesine ait konut: Eşlerin burada birlikte ve düzenli yaşaması halinde, yine aile konutu niteliği kazanabilir.
Hangi Taşınmazlar Aile Konutu Sayılmaz?
- Yazlık evler: Tatil amacıyla kullanılan ve fiilen sürekli yaşam alanı olmayan taşınmazlar aile konutu olarak kabul edilmez.
- Devre mülkler: Dönemsel kullanıma açık olması nedeniyle, sürekli ortak yaşam yeri değildir.
- Kira geliri için alınan yatırım amaçlı evler: Eşler fiilen burada yaşamıyorsa, bu taşınmaz aile konutu değildir.
- Boş tutulan veya kullanılmayan evler: Konut fiilen kullanılmıyorsa aile konutu korumasından yararlanmaz.
Aile Konutunun Mülkiyet Durumu ve Hukuki Etkisi
Aile konutu olarak belirlenen taşınmazın tapuda hangi eş adına kayıtlı olduğu, aile konutu statüsünü değiştirmez. Konutun eşlerden birinin mülkiyetinde olması, kiralanmış olması ya da bağış yoluyla elde edilmesi bu hakkı etkilemez. Önemli olan, bu taşınmazın aile yaşamına tahsis edilmiş olmasıdır. Malik eş, aile konutu üzerinde tek başına karar alamaz. Aile konutunun satışı, kiraya verilmesi, ipotek ettirilmesi ya da başka bir hakla sınırlandırılması gibi işlemler, yalnızca diğer eşin açık rızası ile mümkündür. Aksi takdirde yapılan işlem geçersiz hale gelir ya da iptal edilebilir.
Aile Konutu İle İlgili Hangi Davalar Açılabilir?
Aile konutu hakkında açılabilecek başlıca dava türleri şunlardır:
- Tapu iptal ve tescil davası (eşin rızası dışında yapılan satışlara karşı)
- İşlemin iptali davası (örneğin ipotek, satış gibi işlemler)
- Şerh verilmesi talebi (aile konutu şerhi için)
- Aile konutu şerhinin kaldırılması davası
- İhtiyati tedbir talebi (taşınmazın devrinin önlenmesi için)
Hangi Mahkeme Görevlidir?
Görevli mahkeme, davanın türüne göre belirlenir:
- Aile Mahkemesi
- Aile konutunun korunmasına ilişkin önleyici talepler (şerh verilmesi, eş rızası talebi)
- Evlilikten doğan yükümlülüklerin ihlaliyle ilgili talepler
- Eşler arasındaki kişisel ilişki veya evliliğe özgü yükümlülüklerle ilgili davalar
Dayanak: 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun
- Asliye Hukuk Mahkemesi
- Tapu iptali ve tescil davaları
- Üçüncü kişilere karşı açılan taşınmaz devir iptali davaları
- Tapuda şerh verilmesine rağmen işlem yapılan durumlarda tapu müdürlüğüne ve üçüncü kişilere karşı dava
Aile mahkemesi kurulmayan yerlerde, bu görevler asliye hukuk mahkemesi tarafından yürütülür.
Aile Konutu Şerhi ve Tapu Kütüğündeki Koruma
Aile konutunun tapu siciline şerh verilmesi, üçüncü kişilere karşı da bir koruma sağlar. Malik olmayan eş, tapu müdürlüğüne başvurarak konutun aile konutu olduğunu beyan eder ve bu durum tapu kütüğüne işlenir. Böylece konutun satışı, devri ya da ipotek gibi işlemleri gerçekleştirmek isteyen malik eş, bu işlemleri yalnızca diğer eşin rızasıyla yapabilir. Tapuya şerh verilmemiş olması, aile konutu korumasını ortadan kaldırmaz. Ancak tapu şerhi sayesinde, üçüncü kişilerin kötü niyetli işlemler yapmasının önüne geçilir. Şerh verilmeden önce yapılan işlemlerde, konutun aile konutu olduğu ispatlanabilirse, yine de iptal davası açılabilir.
Tapuya Aile Konutu Şerhi Verme Süreci
Aile konutu şerhi için başvuruda bulunacak eşten genellikle şu belgeler istenir:
– Nüfus kayıt örneği
– Evlilik belgesi
– İkametgah belgesi
– Tapu kaydı fotokopisi
– Dilekçe
Başvuru doğrudan ilgili tapu müdürlüğüne yapılır ve gerekli belgelerin ibraz edilmesiyle birlikte tapu siciline aile konutu şerhi işlenir. Bu işlem ücretsizdir ve herhangi bir noter onayına gerek bulunmaz. Tapu memuru, konutun aile yaşamına tahsis edildiğini belgeleyen evraklara göre işlem yapar. Şerh verildikten sonra, artık malik eş tek başına işlem yapamaz.
Eş Rızası Olmaksızın Yapılan İşlemlerin Sonuçları
Malik eşin diğer eşin rızası olmadan aile konutunu satması, devretmesi veya ipotek ettirmesi durumunda, işlem hukuken sakat hale gelir. Bu gibi durumlarda, rızası alınmayan eş, işlemin iptali için dava açabilir. Eğer konut tapuda aile konutu olarak şerhli değilse, işlemden haberi olmayan ve iyi niyetli olan üçüncü kişi korunabilir. Ancak şerh varsa, üçüncü kişinin iyi niyeti ortadan kalkar ve işlem iptali mümkün hale gelir. Bu nedenle tapu şerhi, aile konutu hakkının korunmasında yalnızca eşler arasında değil, üçüncü kişilere karşı da büyük önem taşır.
Yargı Kararları ve Uygulamada Aile Konutu
Yargıtay uygulamalarına göre, bir konutun aile konutu sayılabilmesi için tapuya kayıtlı olmasına gerek yoktur; fiili kullanım yeterlidir. Örneğin, eşlerden biri adına kiralanmış ve birlikte yaşanılan bir konut, tapuda kayıtlı olmasa bile aile konutu statüsündedir. Ayrıca, malik olmayan eşin rızası dışında yapılan işlemler için açılan iptal davalarında mahkemeler, öncelikle konutun aile hayatına tahsis edilip edilmediğini inceler. Bu inceleme sonucunda, aile konutu statüsü ispatlandığında işlem iptali kararı verilebilir.
Aile konutu, evlilik birliğinin korunmasına yönelik özel bir hukuki koruma sağlayan kavramdır. Bu koruma, sadece eşler arasındaki güç dengesini sağlamakla kalmaz, aynı zamanda çocukların barınma hakkını da güvence altına alır. Eşlerden biri, aile konutu üzerindeki haklarını kullanırken, diğer eşin açık rızasını almak zorundadır. Malik olmayan eşin, tapuya aile konutu şerhi koydurma hakkı vardır ve bu hak, üçüncü kişilere karşı da güçlü bir koruma sağlar. Aile konutu ile ilgili düzenlemeler, toplumda evlilik birliğinin adil ve dengeli şekilde yürütülmesini sağlayan temel hukuki güvencelerden biridir.
Leave a Reply
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.